Benim hiçbir şeyim olmuyor. Ne uzaktan akrabam, ne komşum, ne okuldan arkadaş ne herhangi bir vesileyle görüşüp tanıştığım bir kimse... Bu elli-elli beş yaşlarında bir kadın... Tamamen tesadüf, bir gün kader onu karşıma çıkardı. Kendisine Allah rızası için yardım ettim. Kadıncağız biraz safça... Yarı deli mi dersiniz zekâsı gelişmemiş mi dersiniz öyle biri. Kendisine yardım edince bana bir ağabey gibi sarıldı. Benim vesilemle yiyecek ekmeği içecek suyu varmış. Bırakamadım. Bu arada resmî yerlere müracaatta bulunup bir bakımevine yerleştirmeyi istedim. Nasıl olsa devletin kurumları vardı. Elbet uygun bir kuruma yerleştirir, bakımını üstlenmelerini sağlardım. Kendim emekli öğretmenim. Çok kısa bir süre içinde bir bakımevinde kalması için girişimim sonuç verdi. Yapılan inceleme ve kontroller sonucu alıp götürdüler. Meğer kadıncağızı verdikleri yer zırdelilerin bulunduğu bir yer sanki. Söz konusu resmî bakımevinde burada dile getiremeyeceğim rezilliklere maruz kalan kadıncağız dayanamayıp kendini tekrar sokağa atmış. Bunun üzerine o yerle ilgili Bakanlığa dilekçe yazarak şikâyette bile bulundum. Müfettiş gönderdiler. Yazışmalarım falan hepsi elimde... Ama kadıncağız yine ortada kaldı. Devletin birçok kurumu var ama karşımıza bürokrasi çıkıyor. Gönderilen her yer ister istemez bakıma muhtaç mı değil mi diye araştırma yapıyor. Oraya gittik olmadı, buraya gittik olmadı. Ne Çocuk Esirgemesi kaldı ne Darülacezesi... Müracaat ettiğimiz yerlerin resmî ölçülerine bu kadıncağız uymuyor. İşte zekâsı bilmem % kaç olacak. Sosyal güvencesizliği şöyle olacak. Biz araştırıp döneceğiz falan... Durum şuna benziyor. Hani hasta doktora gider ağrısı olduğunu söyler. Doktor da tahlile bakıp "sizin bir şeyiniz yok" der ya, aynen öyle. Devletin kriterlerine göre bu kadıncağızın bakıma ihtiyacı yok! Kendi kendine geçimini sağlayabilir. Kendine bakabilir. Ama ben biliyorum ve görüyorum ki kadıncağızın kendine bakabilecek durumu yok. İl müdürlüklerine gittim sonuç alamadım. Gazetelerin yardım köşelerine gittim sonuç alamadım. Onu bu halde bırakacağım, vicdan azabı çekiyorum. "Bırakmayayım" diyorum ekonomik olarak yetemiyorum. Ona bakmaya takatim kalmadı. Kendim baypas oldum. Kendi sağlığım da gitgide kötüleşiyor. Halen Fatih'te ucuz bir otelde kalıyor. Parasını da ödemeye devam ediyorum. Artık şaşırmış durumdayım. Allah kimseyi muhtaç bırakmasın. Kimseyi kimseye muhtaç etmesin... Galip A-Fatih/İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00