“Önceki verdiğin zeytinden verme!”

Sesli Dinle
A -
A +

“Öyle bir zeytin ver ki sofraya gitsin gelsin” diyen ablanın o sözünü hiç unutamıyorum...

 

 

 

Günümüzün hayat pahalılığı ayrı bir konu ama günümüzün en büyük sıkıntılarından biri de insanın insana bigâne kalmak zorunda bırakılmasıdır... Ne mi demek istiyorum? Günümüzde öyle bir noktaya gelindi ki özellikle büyük şehirlerde her insan bir tek kendisiyle yaşamak zorunda bırakıldı... İnsanlar kalabalıklar içinde yalnızlığa mahkûm oldu...

 

Ben şimdi emekli olmuş bir ihtiyarım... Ama size doksanlı yıllarda bakkaliye işletirken yaşadığım birkaç anekdotumu paylaşacağım... Bu sayede de bir insan olarak mahallemdeki insanlarla münasebetimi dile getireceğim... 

 

Doksanlı yıllar... Şimdi her geçen gün azalan ve hatta yok olan veresiye defteri tutma durumu o yıllarda neredeyse rutin uygulamalardan biriydi...

 

Bir gün dükkâna, veresiye defteri kullanan müşterilerimden bir abla geldi... Dedi ki:

 

“Fahri Abi bana biraz zeytin ver... Ama önceki verdiğin zeytinden verme!”

 

Şaşırdım... Ben önceden nasıl bir zeytin vermiş olabilirim ki? Kendimi bir an suçlu hissettim... Veresiye verdiğim için kötü zeytin vermiş olabilir miydim? Kaldı ki benim öyle bir ahlakım olamaz. İnsan en iyi kendini bilir... Bu duyguyla dedim ki:

 

-Abla özür dilerim nasıl bir zeytin verdim ki sana ben?

 

“Öyle bir zeytin verdin ki aldığımda çocuklar eve gidene kadar yiyip bitirdiler, eve kadar zeytin kalmadı."

 

Ardından şunu ilave etti:

 

“Öyle bir zeytin ver ki hemen bitmesin. Sofraya gitsin gelsin!..”

 

Hiç unutamıyorum bu ablanın o sözünü... Kaliteli zeytin yemeye bile bütçesi olmayan bir insanın fakirliği ancak bu kadar anlaşılabilirdi... Ucuz zeytin olursa çocuklar acı olduğu için fazla yiyemeyecek ama evde “zeytin yok” da denilmemiş olacaktı. Ah bu çaresizlik ah...

 

Mahalle bakkalı insana dokunur... İnsanla hemhâl olur... Mahallesini tanır... Kim ne kadar nedir bilir... Mahallenin muhtarı da böyleydi, gerçi şimdi muhtarlar ne kadarımızı tanıyor o ayrı bir konu...

 

Başka bir hatırama geçeceğim... Tabii ki yine veresiye defteri üzerine bir hatıra...

 

Yine bir gün mahalleye yeni taşınan genç bir komşu geldi. Oturduğu apartmanı söyledi.

 

-Buyur kardeşim, mahallemize hoş geldin dedim... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.