"Onu görsen tanır mısın?"

A -
A +

Rahmetli benim ismimi söyleyerek “onu tanırım” dedi, tam zamanıydı esprinin!..

 

 

 

Ölenlerimize rahmet hayatta kalanlarımıza Allah’tan uzun ömürler diliyorum... Yıllar bir su gibi akıp giderken söz dönüp dolaşıp hatıralara, gençlik yıllarına ve o yıllarda yaşadığımız arkadaşlıklara, muhabbetlere geliyor... Telefonda hâl hatır sorduğum arkadaşımla liseden arkadaşız... Aynı sınıftanız... 1970’li yıllardan bugünlere kadar süren arkadaşlıklarda arada kimler gitti kimler kaldı... Bu hepimiz için hayatın gerçeği...

 

Söz muhabbetten açılınca filanca vardı, falanca vardı derken daha geçenlerde vefat haberini alıp da yüreğimizi burkan bir ortak arkadaşımızdan söz ettik...

 

Dedi ki telefondaki arkadaşım, yakınlarda kalp krizinden vefat eden bu ortak arkadaşımız hakkında: “Biliyorsun çok muhterem bir arkadaştı... Çok da sosyal bir kimseydi. Cumalarda kandillerde herkese mesaj gönderir, bayramlarda arardı. Köyümüzde kasabamızda düğün dernek olduğunda da mutlaka katılmaya gayret gösterir, herkesle kucaklaşıp hâl hatır sorardı..."

 

Ben de Ankara’da olduğum için uzun yıllar memlekete gidememiştim. Bir cenaze namazı için yakın bir köye gittiğimizde köy halkı ve civar köyden hatta dışarı illere gidip de gelenler bir araya gelmiştik... E ne yaparsınız hayat böyle... İnsanlar yıllarca görmediklerini düğünlerde veya ölümlerde görüyor işte... Görünce de hâl hatır soruluyor, geçmiş günler yâd ediliyor...

 

Bu, rahmet-i Rahmana kavuşan arkadaşımla da sarım gürüm olduk... Adını söyledim ben kucaklaşırken... “Nasılsın iyi misin?” dedim... Baktım benimle muhabbet ederken beni hatırlayamıyor... Eee gel de muziplik yapma... Hemen dedim ki:

 

-Ne var ne yok, bu köylerden tanıdıkların var mı?

 

-Olmaz olur mu çok tanıdığım var benim...

 

-Mesela kimi tanırsın?

 

Rahmetli azıcık düşündü ve benim ismimi söyleyerek “onu tanırım” dedi... Tam zamanıydı esprinin:

 

-Görsen tanır mısın?

 

-Tanımam mı? Liseden arkadaştık onunla...

 

Şöyle kolunu tuttum. Göz göze getirdim kendimi... Dedim ki:

 

-Ee o zaman beni niye çıkaramadın?..

 

-Nasıl ya? Sen o musun?

 

-He ya... Bak benim adım sende kalmış ama kendimi unutmuşsun...

 

Biraz mahcup oldu ama neticede sınıf arkadaşıydık. Yeniden bir daha sarıldık. Bu sefer candan bir sarılmaydı ama...

 

Telefonda arkadaşımla hatıralarımızı paylaşırken bile duygulandık inanın... İnsanın dostluktan muhabbetten hatıralarını dile getirmesinden daha güzel ne olabilir ki?..

 

     Ahmet B.- Ankara

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.