"Oruç bu kadar kolay mı?"

A -
A +

İş yerinde en samimi arkadaşlarımdan biriydi. Hani derler ya, bir yediği içtiği ayrı gidiyor, diye aynen öyleydik. Lakin ramazan başladığında bu arkadaşım benden köşe bucak kaçardı. Neyi vardı bu arkadaşın, niçin benden ramazanda uzaklaşıyordu!.. Meğer arkadaşım oruç tutmuyormuş. Rahatsız falan değil. Hiç oruç tutmamış hayatında... O sene ramazana bir hafta kala dedim ki bu arkadaşa: -Eğer benden bir yardım istiyorsan sana her türlü yardıma hazırım. Nasıl tutulması gerektiğini sormak istersen bildiklerimi anlatmaya, bilmediklerimi birlikte öğrenmeye de hazırım. Senden bir isteğim var... -Yoksa oruç mu? -Evet... -Asla... Bunu asla yapamam... -Niye? -Hiç denemedim... Çok korkuyorum... -Hiç korkmana gerek yok... Birlikte sahura kalkacağız... Birlikte buluşup sahur yapacağız... Birlikte işe gidiyoruz zaten... İftarı da birlikte yapacağız... Bak göreceksin çok kolay olacak. -Yapamam... -Yaparsın... Bak göreceksin... Çok da memnun olacaksın... Tabii bu konuşmalarımız bugünkü medyanın sanal mahalle baskısı edebiyatıyla uzaktan yakından alakası olmayan iki arkadaşın dostça muhabbetiydi. Ben arkadaşımı çok iyi tanıyordum. Hiç alışık olmadığı için oruç tutmaya cesareti yoktu. Ne ailesinde ne çevresinde oruç tutan kimseyle yaşamamıştı. İstemediği için değil, bilmediği için oruç tutmuyor, tutamıyordu... Benim sözlerim ona bir baskı değil bir arkadaşlık desteğiydi... Ve o sabah birlikte evden çıktık... Güzel bir sahur yaptık dışarıda kendimizce... Bizden başka nice insanın da sahurda olduğunu görünce bir hoş olmuştu. O gün iş yerinde akşama kadar âdeta stajyer öğrenci gibi takip etti beni... İkindiye doğru sordum: -Nasılsın dostum? Aç mısın susuz musun? -Her ikisi de var gibi ama her ikisi de yok gibi... Yani oruç tutmak kolaymış be... -Hele bir iftarı yaparken göreceksin mutluluğu? Cevap vermedi... İftarda heyecan içindeydi... Sofradaki yiyecekleri gözüyle süzerek iftarı beklerken bir yandan da diyordu ki, şimdi ben bugün oruç tutmuş oldum değil mi? -Evet dostum. Bak oruç tuttun bugün... Dedi ki: -Oruç tutmak meğer ne kadar kolaymış... İftar etmek ne kadar da zevkli imiş... Ve iftar saati... Allah'ım nasıl bir mutluydu... Dedi ki: -Hayatımda böyle mükemmel bir lezzet ilk defa alıyorum. Meğer iftar yapmak ne mükemmel bir keyifmiş. İftar etmek bu kadar mı haz veren bir duygu böyle? Ve arkadaşım o sene bir ay boyunca orucunu tuttu. Bayramda dedi ki: -Bana bu zevki tattırdın ya, Allah senden razı olsun... O gün bugün oruç zevkini yaşıyor elhamdülillah. F. D.-Fatsa/Ordu > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.