Övmek haddim değil ama

“Onu görme arzusuyla yaşadım, nereye baksam hayalini görüyordum. Ve bir gün…”

 

 

 

Mevlâna Halid-i Bağdadi kuddise sirruh buyuruyor ki: “Bu yolun büyükleri kendine bağlı olanlardan gafil değildir. Evliyanın kalpleri ilahi nurların çıkıp geldiği kaynaklardır. Onların hoşnut olduğundan Allahü teala da hoşnuttur…”

 

Büyüklerimiz yaşadıkları, nakletmeye değer bulduklarını hep nakletmişler. Okuyanlarla, dinleyenlerde yakîne vasıta oluyor. Kıskançlıktan kaynaklanan düşmanlıkları önleyemeyiz. Kıskanç insanların bulunmadığı bir dünya yok. İyi ve faydalı olan her şey büyüklerimize aittir. Bize düşen, gördüğümüz, duyduğumuz harikaları iyi yorumlamak.

 

Aklını fikrini dine hizmete adamış bir arkadaşımız olan ve son salgında aramızdan ayrılan Nuh Abi’miz taşradan gelen biz iki kişiyi de yanına alıp, Hasan Saçan Efendi’yi ziyarete gittik. Şimdi o da yok aramızda… Sohbet sırasında dedi ki: “Bir gün alışılmışın dışında şiddetle hocamızı görme arzusunu yaşadım. Nereye baksam hayalini görüyordum. Bu duygular içindeyken telefon çaldı. Baktım Hocamız bizi ailecek iftara çağırıyorlardı… Kalpten kalbe bir yol olduğunu, bu yolun muhabbet, sevgi yolu olduğunu yaşayarak yakınım artmıştı…”

 

Bir gün de âcizane biz Kuzuluk’tan bir abimizin yakınının cenaze namazına katılmak için Eyüp Sultan Camii’ne gelmiştik. Bu abimizin etrafı öyle kalabalıktı ki kargaşa oluşturmamak için uzakta kenarda bir yerde bulunuyordum. Bu mübarek abimiz, arasında bulunduğu topluluğu türbeye giriş yolundan bizim bulunduğumuz yere yönlendirdiler. Bize “hoş geldin” deyip müsafaha ettiler, tekrar elimizden tutup Resûlullah Efendimizin Ensar’dan arkadaşı olan Halid bin Zeyd hazretlerinin kabri başına kadar elimi bırakmadılar…

 

Bana büyük şeref bahsettiler. Onları övmek benim haddim değil. Onların iyilikseverliğini ve cömertliğini anlatmaya kimsenin gücü yetmez.

 

Bu mübarek zatın sohbetlerini TGRT belgeselde dinleyerek, okuyarak faydalanmaya çalışıyoruz. Dünyanın vefasızlığını iyi kavradıkları için ona göre yaşayıp “Hayat hayaldir” diyerek yakınlarına ve sevdiklerine bu sözü unutmamalarını tembih ederdi. Allahü teala şefaatlerine bizleri nail eylesin.

 

     Mustafa Ali Mahdum