Musul'dan Kerkük'ten söz ediyoruz... Dedem Hacı Salih efendinin kayınpederi de Musul vilayetinde Alay Emini. Hesap kitap işlerine bakıyor. Adı Seyyid Tahir efendi. Emekliliğine yakın eşi Münci Hanım ile iki kızı Şerife ve Hamdiye'yi Mardin'e gönderiyor. Kendisi de bir-iki ay içerisinde emekli olunca Mardin'e dönecek. Lakin ömrü vefa etmiyor. Orada defnediyorlar... Yıllar sonra, Saddam'dan önceki dönemde Irak'ta onun kabrinin de bulunduğu mezarlıktan yol geçiyor. Durum mezar sahiplerine bildiriliyor: "Yakınınızın kabrini istediğiniz mekana taşıyın." Aile gidiyor, kabrini buluyor. Nakletmek için kabri açıp bakıyorlar ki daha ceset değil kefen bile rengini atmamış!.. Çürümemiş... Durum bölge yetkililerine bildirilince oraya bir türbesi yapılıyor. Annem söylerdi. Hâlâ o türbeyi "Seyyid Tahir Efendi Türbesi" diye ziyaret ediyorlarmış. Allah adamlarının hali bir başka... O dönemin insanı başka oluyor... Yine bu Seyyid Tahir Efendinin de bir kardeşi var. İsmi Abdülgafur Efendi... O da II. Abdülhamid Han tarafından "sultan mührü" ile resmî olarak görevlendirilen âlimlerden. Annem anlatırdı. Rivayet o ki bir gün bir ilmî konu danışılmak üzere İstanbul'a, Saray'a çağırılıyor. Orada bir kurul var. Kurulda, bir çeşit imtihana tabi tutuluyor. Sanduka içerisine bir çekirge ile güvercini saklıyor ve kendisine soruyorlar: -Bu sandukanın içindeki ne ola? Abdülgafur Efendi gülümseyip diyor ki: -Güvercinin kafasına konmuş vaziyetteki çekirgeden mi söz ediyorsunuz? Açıp bakıyorlar ki çekirge güvercinin kafası üzerinde... İmtihan başarılı geçmiş oluyor... Böyle mübarek bir insan. Saraydaki görüşmeler sonrası Abdülhamid Han, Abdülgafur Efendiden çok memnun oluyor. İstanbul'a dönüşünden önce kendisi, Saray tarafından Firdevs Hanım ile evlendiriliyor. Bir de kendisine Sevgili Peygamberimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" bir sakal-ı şerifi hediye ediliyor. Firdevs Hanıma o sebeple olsa gerek Mardin civarında "Saraylı Hanım" diye çok hürmet ediliyor. Ben ihtiyarlık yıllarını hatırlıyorum. O da çok hürmetli çok muhterem bir hanımefendi idi ki anlatmakla bitmez. İstanbul'dan gönderilen hediye sakal-ı şerif, her sene akrabalar arasında mübarek günlerde açılıp ziyaret ediliyor. Lakin ne enteresandır ki Abdülgafur Efendinin bir oğlu alkol müptelası!.. Ne hikmettir bilinmez öyle babadan böyle evlat... Bir gün bu oğluna felç mi vuruyor ne oluyorsa, aile ona inme inmesinden dolayı endişeye kapılıyor. (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00