1997 yıllarıydı, memleketimiz Yozgat'tan Ankara'ya taşınmıştık. Annem yeni iş yerinde çalışmaya başlamıştı. Küçük bir şehirden gelmiş olmanın tedirginliği, insanların umursamazlığı beni çok şaşırtmıştı. Henüz 17 yaşında idim. En çok şaşırmam da ramazan ayında sokakta orucunu umursamadan yiyen insanlara olmuştu. Oysa yaşadığımız Yozgat'ın, Yerköy ilçesinde ramazanda, kimseyi iftar vaktinden önce elinde bir yiyecekle göremezdiniz. Neyse, benim büyük şehre olan hayretlerim birçok olayla devam etmekteydi ama en unutamadığım ve bir ömür boyu ibret almama vesile olan şey, annemin yeni başlamış olduğu iş yerinde yaşanmış ve sonlanmış, filmlere konu olabilecek bir aşk hikâyesiydi... Aynı iş yerinde çalışırken iki genç birbirlerine âşık oluyor ama ne aşk!.. 9 katlı iş yerinde dillere destan oluyorlar. Nihayet aileler tanışıp nişan yapılıyor. İkisinin de mutluluğuna diyecek yok... İkisi de kamu kuruluşunda oldukları için maaşlılar. Yani orta halliler. Bir yılı aşkın bir süre nişanlı kalıyorlar. Bu sürede düğün hazırlıkları da sürüyor. İş yerinde evlilik hayalleri anlatılıyor. Heyecan dorukta... Tüm mesai arkadaşları bu mutluluğa şahit oluyor ve bu mutluluğu paylaşıyorlar. Ama kader bu ya... Düğüne doğru damat beyin babasının işleri bozuluyor ve maddî yönden sıkıntıya düşüyor... Düşünüyor taşınıyor işin içinden çıkamıyorlar. E tabii o sıkıntıda ayrı bir ev kurmak kolay mı? Beyaz eşyası, salon takımı ve dahası... Sonunda damat bey nişanlısına bir teklifle geliyor: -Aysel biliyorsun babamın durumunu, bu durumda bize ayrı bir ev açamıyoruz. -Ee n'olacak Murat, ne yapacağız? -Diyorum ki, şimdi bir ev açamayacağımıza göre, ailemle otursak bir yıl kadar. Zaten babam bu zaman zarfında (içerisinde) toparlanır, biz de bu sürede yavaş yavaş düzeriz evimizi, ha ne dersin? -Ne?!. İnanmıyorum!.. Ailenle oturmak mı? Asla Murat! Senin özürlü kız kardeşinle bir yıl değil, bir hafta bile oturmam!.. Tabii Murat, büyük bir kalp kırgınlığıyla evine döner. Tam bir çaresizlik almıştır kendisini. Nişanlısı Aysel'in en son söylediği söz kulaklarında çınlar durur: "Senin özürlü kız kardeşinle bir yıl değil bir hafta bile oturmam!.." Uykusuz geçen gecelerden sonra Murat nihayet kararını vermiştir. Yapılacak bir şey yoktur. Öyleyse Aysel ile konuşur. Ayrılmaya karar verir. Nihayetinde bu aşk hikâyesi sona erer... İkisi de birbirlerini görmemek için çalıştıkları iş yerinden tayinlerini ister başka yerlere atanır giderler... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00