Para almak yakışmaz!..

A -
A +

Yıl 2001... Akşamüstü acı bir haber aldık. Yaklaşık kırk gündür Ankara'da hastanede yatan kayınvalidem hakkın rahmetine kavuşmuştu. Biz İstanbul'dayız ama aslen Tokatlıyız. Eşim daha önceden annesinin yanındaydı. İstanbul'da bize uzakta olmayan kayınbiraderim ve hanımını da alarak arabamla yola çıktık. Ben her zamanki gibi yola çıkarken, İstanbul'u terk etmeden evvel direksiyon başında, bildiğim duaları okurdum. Akşam ezanına yakın İstanbul'u terk ettik. Kayınbiraderin şoförlüğü olmadığından arabayı tek ben kullanacaktım. Herhangi bir aksilik yaşamadan Amasya'ya kadar gittik. Amasya-Turhal arasındaki yollar o zaman bozuktu. Yorgun argın ve uyku bastırmış halde gidiyordum. Gece saat 03.00 civarı... Etraf zifiri karanlık. Radyatörün su kaynatması sesiyle irkildim. Arabayı sağa çektim. Tabiri caizse gözüne dürtseler görünmeyecek derece karanlık. Yanımızda bir tek sigara çakmağı var. Yol çok tenha, tesadüfen geçen de "ne olur ne olmaz" endişesiyle durmuyor. Çok enteresandır ikimizin telefonunun da şarjı bitmiş. Çaresiz halde beklemeye başladık. Açtım ellerimi evliyâullahın ruhaniyetine sığındım. -Yetiş ya Fakih Ahmet!.. Yetiş ya Abdülkadir Geylani hazretleri, diye ağzımdan çıktı... Sonra ne oldu biliyor musunuz? Karşı taraftan, yani Turhal tarafından bir araba geldi. Biz hiç el falan kaldırmadan yanımıza durdu. "Geçmiş olsun kardeşim" dediler. "Biz üç bacanağız Turhal'dan geliyoruz" dediler. İçlerinden birinin motor ustası olduğunu söylediler. Adam arabasından seyyar aydınlatmayı çıkardı. Baktı. "Radyatörün hortumu patlamış. Bu burada olmaz" dediler. 5 km geride dükkânları varmış. Radyatöre azaldıkça su takviyesi yaparak dükkâna kadar gidilirmiş. Geri dönüp onları takip ederek bir sanayiye girdik. Dükkânı açtılar. Onlar arabayı tamir ederken biz de telefonları şarj ettik. Laflarken cenazeye gittiğimizi söyledik... Usta arabayı tamir etti. "Borcumuz kaç para?" dedik. İnanın o saatte kaç para dese gözümüzde yoktu. Yolda kalmışız. Cenaze var. Ne dese ödeyeceğiz. Aynen şöyle dedi: "Kardeş, bize yolda kalandan para almak yakışmaz. Yardım etmek yakışır. Dua almak yakışır. Hem cenazeniz de varmış, siz gecikmeden hemen gidin. Başınız sağ olsun, hayırlı yolculuklar..." Ama o ara laf arasında tüylerimi diken diken eden bir cümle daha kullandı. "Bizi size yardım için vesile edene ayıp olur. Mükâfatını Rabbim verir merak etme." Gözlerimden akan yaşları gizleyerek, sarılıp vedalaştık... Ahmet Al-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.