Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan geceydi
3 Haziran 2014 01:00
"Yapamayacağınız şeyleri söylemeyin. Ben size ipimi çektirmem efendim saygılar, diyerek telefonu kapattım."
Almanya Oldenburg Üniversitesi'nde kürsü sahibi bir akademisyen olan ama dünyada tekerlekli sandalyede en iyi basketbol antrenör hocalarından birisi olan Dr. Hans Joschim Trawinski'yi 1997 senesinde İstanbul'a davet etmiştim. Türkiye'de tekerlekli basketbol oynayan çocuklardaki heyecanı görünce burada antrenör yetiştireceğini söylemişti.
Hoca bizi bu derece heveslendirince seminerler düzenlemeye başlamıştık. Dördüncü seminerimizi 1999 Ağustos ayında Sakarya'da yapıyorduk. Hafta sonu da Hakkâri'de federasyon kupası düzenleyecektik. Ama spordan sorumlu üst düzey bir politikacı bizimle birlikte Hakkâri'ye geleceğine dair söz verdiği halde o gün kendisine programı hatırlattığımda gelmeyeceğini söylemişti. Ben de "söz vermiştiniz" diye hatırlatınca aramışda restleşme yaşanmış ve bana "federasyon başkanlığını bitiririm!" demişti.
Dedim ki:
-Yapamayacağınız şeyleri söylemeyin. Ben size ipimi çektirmem efendim saygılar, diyerek telefonu kapattım. Ve daha hemen orada federasyon başkanlığından istifamı yazıp faks ile bildirdim.
Seminerde ilk gün bitmişti. Otele geldim, bizim o Alman Hoca, tekerlekli sandalyede iki as başkan arkadaşa yaşadığım durumu anlattım:
"Böyle böyle ben anlaşamıyorum politikacılarla. İstifa ettim. Ama iki şey yapacağım. Bir vakıf kuracağım, bir de gazeteci olacağım. O zaman konuşacağız."
Alman hoca boynuma sarıldı:
"Yavuz yapma ya, politikacılar her yede böyle" filan dedi.
Dedim ki:
"Olsun, bu akşam beni bırakın ben gideyim. Vali beyin yemeği var. Ben de ters konuşan bir adamım. Tatsızlık çıkmasın."
Böylece ayrıldım oradan. O gece o korkunç 17 Ağustos depremi oldu ve depremde otel enkaz oldu. Allah'ın hikmeti işte 120 kişi varmış o gece otelde, 19 kişi sağ çıktı. O 19 kişinin içinde kim vardı biliyor musunuz? O iki tane benim tekerlekli as başkanım... İkisi de sürünerek enkazın altından sağ çıktılar. Alman Hoca ise kurtulamadı.
Sonra tabii çok sıkıntılı günler geçirdik. 17 Ağustos depremi Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan geceydi. Cuma günü ancak bulundu cesetleri. Gittik aldık, gönderdik konsoloslukla Almanya'ya... Bir hafta sonraydı. Hamburg yakınında cenaze töreni vardı. Devamı yarın
Almanya Oldenburg Üniversitesi'nde kürsü sahibi bir akademisyen olan ama dünyada tekerlekli sandalyede en iyi basketbol antrenör hocalarından birisi olan Dr. Hans Joschim Trawinski'yi 1997 senesinde İstanbul'a davet etmiştim. Türkiye'de tekerlekli basketbol oynayan çocuklardaki heyecanı görünce burada antrenör yetiştireceğini söylemişti.
Hoca bizi bu derece heveslendirince seminerler düzenlemeye başlamıştık. Dördüncü seminerimizi 1999 Ağustos ayında Sakarya'da yapıyorduk. Hafta sonu da Hakkâri'de federasyon kupası düzenleyecektik. Ama spordan sorumlu üst düzey bir politikacı bizimle birlikte Hakkâri'ye geleceğine dair söz verdiği halde o gün kendisine programı hatırlattığımda gelmeyeceğini söylemişti. Ben de "söz vermiştiniz" diye hatırlatınca aramışda restleşme yaşanmış ve bana "federasyon başkanlığını bitiririm!" demişti.
Dedim ki:
-Yapamayacağınız şeyleri söylemeyin. Ben size ipimi çektirmem efendim saygılar, diyerek telefonu kapattım. Ve daha hemen orada federasyon başkanlığından istifamı yazıp faks ile bildirdim.
Seminerde ilk gün bitmişti. Otele geldim, bizim o Alman Hoca, tekerlekli sandalyede iki as başkan arkadaşa yaşadığım durumu anlattım:
"Böyle böyle ben anlaşamıyorum politikacılarla. İstifa ettim. Ama iki şey yapacağım. Bir vakıf kuracağım, bir de gazeteci olacağım. O zaman konuşacağız."
Alman hoca boynuma sarıldı:
"Yavuz yapma ya, politikacılar her yede böyle" filan dedi.
Dedim ki:
"Olsun, bu akşam beni bırakın ben gideyim. Vali beyin yemeği var. Ben de ters konuşan bir adamım. Tatsızlık çıkmasın."
Böylece ayrıldım oradan. O gece o korkunç 17 Ağustos depremi oldu ve depremde otel enkaz oldu. Allah'ın hikmeti işte 120 kişi varmış o gece otelde, 19 kişi sağ çıktı. O 19 kişinin içinde kim vardı biliyor musunuz? O iki tane benim tekerlekli as başkanım... İkisi de sürünerek enkazın altından sağ çıktılar. Alman Hoca ise kurtulamadı.
Sonra tabii çok sıkıntılı günler geçirdik. 17 Ağustos depremi Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan geceydi. Cuma günü ancak bulundu cesetleri. Gittik aldık, gönderdik konsoloslukla Almanya'ya... Bir hafta sonraydı. Hamburg yakınında cenaze töreni vardı. Devamı yarın