"Rabia! Sana bir müjdem var..."

A -
A +

Çok çalışkandır, çok gayretlidir benim kızım. Yüreği de pırıl pırıldır... Hiç boş durmayı sevmez... Açık öğretimde okurken dahi, yardımcı öğretmen olarak İhlas Koleji'nde görev almıştı... Dört yıl boyunca herkes diyordu ki inşallah mezun olduğunda da tayinin buraya çıkar... -Nasipse olur inşallah, diyordu kızım... Yıllar bir su gibi akıp geçmiş, dört koca yıl nasıl da bitivermişti. İnanamıyordum... Demek kızım Rabia bu sene mezun olacaktı öyle mi? -Evet baba, diyordu. Mezun olacağım günü iple çekiyorum. -Haydi inşallah... Aradan kaç gün geçti bilemiyorum. O akşam eve geldiğimde bir de baktım ki bizim evde sanki bayram var: -Hayırdır ne oldu? -Yaşasın... Baba kazanmışım... Geçmişim okulu... -Ciddi misin? Ben sevincimden ne diyeceğimi bilemezken, kızım sonuçtan nasıl haberinin olduğunu da anlattı. Meğer bankacı olan bizim büyük oğlan Fatih'in yanında çalışan kız arkadaşı internetten Rabia'nın kimlik numarasını falan girip öğrenmiş. Demiş ki ilk müjdeyi ben vereyim. Zaten bankaya gidip geldikçe görüştükleri samimi arkadaş ikisi de. Açmış telefonu: -Rabia şu an neredesin? -CNR Fuarındayım. -Sana bir müjdem var... -İnanmıyorum... Yoksa imtihanı verdiğimi mi müjdeleyeceksin. -Evet... Okulu bitirmişsin... Haydi gözün aydın... Rabia "Yaşasın!" diye mini bir çığlık atıyor... Sevinçten bağırmamak, yerinde zıplamamak için kendini zor tutuyor. Buraya kadar her şey sevindirici ama daha enteresan olanı şimdi başlıyor... Nasıl mı? Bakın anlatayım. Tabii bizim kız, milli eğitime müracaatını yapıp bekleme aşamasında ama onun öğretmen olması için çalışan biri daha var. Kim mi o? Kim olacak Rabia'ya okulu bitirdiğini haber veren kız arkadaşı. Peki neden? Neden olacak, çünkü kendi babası yirmi yıllık okul müdürü. Ve bu sene ilk defa okullarına bir de ana sınıfı açmaya karar vermişler. Vermişler ama henüz öğretmenleri yok... Kızcağız Rabia'dan habersiz açıyor telefonu babasına. Diyor ki: -Baba, ana sınıfa öğretmeni arıyordunuz, bulabildiniz mi? -Hayır kızım. Şimdi ceketimi giydim, ilçe milli eğitime müracaata gidiyorum. Diyor ki kızı: -Hiç gitme babacığım... Tam senin aradığın evsafta bir öğretmen var. -Hayırdır kimmiş bu? -Yeni mezun. Hani sana bahsettiğim Rabia isminde bir kız arkadaşımız vardı ya, işte o. Yeni mezun oldu. Hatta mezun olduğunu da ona ilk ben haber vermiştim. Babası da seviniyor. Diyor ki: -Hay hay kızım. Haber ver arkadaşına gelsin görüşelim... Bunun üzerine, kızcağız sağ olsun bir kere daha sevindiriyor Rabia'yı. Diyor ki: -Rabia sana ikinci müjdem var. Babam okulda seni bekliyor. -Niçin? -Anaokulunda öğretmen olarak göreve başlaman için... Rabia, sevinerek Vefa Semtinde, İMÇ Bloklarının arkasındaki Atatürk İlköğretim Okulunun yolunu tutuyor. Okula vardığında kendini tanıtıp müdür beyle görüşmek istediğini söylüyor. İçeri alıyorlar. Müdür Bey kendisiyle konuştuktan sonra diyor ki: -Evladım, mezun olduğun okuldan mezuniyet belgeni getir, hemen sigortanı başlatalım. Tabii her şey resmiyete uygun olacak... Kızım, koşa koşa Açık Öğretim Bürosunun yolunu tutuyor. Oradaki görevlilere durumunu anlatıp, mezun olduğuna dair bir belge istiyor. Ama eyvah, diyorlar ki kendisine: -Siz mezun olmuşsunuz. Yirmi gün içinde diplomanız gelecek. Onu beklemek durumundasınız. Rabia üzgün ve telaşlı gidiyor tekrar okul müdürüne. Ama müdür bey de haklı. Diyor ki: -Evladım, resmi işlem yapabilmem için bize belge gerek. (Devamı yarın) Cevdet Tekinel- İstanbul >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.