Samsun Sahra ve Sıhhiye Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda 293 dönem yedek subay adayı iken üsteğmenimiz vardı. Adı Çetin Ünsal'dı... Adam gibi adam... Harbiden komutan... Sert bakışlı ama babacan... Sıkı bir eğitimciydi. Ne söylediyse yapar ne öğrettiyse tekrarını isterdi. Eğitim harici herkese en samimi dert ortağı yine ancak o olurdu. "Altı aylık evliyim, altı ayda ailemin yanında altı gün kalabildim" diye tarif ediyordu görevin zorluğunu, hayatın ve arazinin acımasızlığını... Güneydoğu'da bir dönem görev yaptıktan sonra atanmıştı Samsun Sahra ve Sıhhiye Eğitim Merkezi Komutanlığına... Burada biz tabip asteğmen adaylarına eğitim verirken diyordu ki: -Çekeceğiniz bir kurada her biriniz o coğrafyaya gidebilirsiniz. Ülkenin her karışı görev yapılacak kutsal bir mekândır. Ancak orada bir terör belası var. Ona da hazır olmalısınız. Bizlere sıkı eğitim verirken bazen bezginlik gösterenlere diyordu ki: -Hayat çok acımasızdır arkadaşlar. Şimdi yoruluyorsunuz ama terörle mücadele edilen bir coğrafyaya atandığınız zaman inanın "Ah keşke eğitim merkezinde daha çok öğrenseydim" diyeceksiniz. O amansız arazide bu bilgi ve tecrübeye, böylesi antrenmanlı olmaya o kadar çok ihtiyacınız olacak ki... Kendisi orada görev yaptığından arazinin zor şartlarını, düşmanın kalleşliğini, başa gelen olmaz işleri çok iyi biliyordu. -Hiçbir operasyonda askerime sıcak temas sağlatmadım. Emrimdeki askerlerimin şehit düşmemesi için kılı kırk yardım, diyordu. Bunları söylerken gururdan öte anlatılamaz bir sorumluluk duygusu yaşıyordu. Eğitimimiz tamamlandığında benim tayinim Bursa Asker Hastanesine çıkmıştı. Burada nice üst düzey komutanımızla karşılaşmıştık. Her birine yeri geldiğinde Çetin Ünsal üsteğmenimizden bahsederdik. Hatta bir keresinde bir kuvvet komutanımız, "Öyle hayran anlatıyorsun ki merak ettim bu delikanlıyı" demişti. Ama o hayran olunacak bir komutandı. Askerliğimiz bitince sivil hayata, mesleğimize dönmüştük. Çetin Üsteğmenimizi de Samsun'da anılarımızda bırakarak... Ah sevgili komutanım... Görev gereği bir dönem daha gideceğim o bölgeye demiştin... Gitmişsin evet. Siirt 3. Komando Tugay Komutanlığı'nda görev yaparken 12 Nisan 2009'da, Bestler Dereler Mevkiinde operasyona çıkmışsın. Arazide bir mayına bastığını fark ettiğinde de yine asilliğini sergilemiş ve kendini feda edip çevrendeki askerlerini uzaklaştırdıktan sonra mayından kurtulmaya çalışmışsın... Ağır yaralı Gülhane'ye yetiştirmişler. Günlerce süren müdahalelere rağmen kurtaramamışlar. Senin gelecekte yüksek rütbelere çıkacağına inanıyorduk. Ama bu kadar yükseği hiç aklıma gelmezdi... Rütbelerin en büyüğüne, şehitlik rütbesine yükselmişsin. Yine hiçbir askerinin burnunu kanatmadan... Sevenlerinin yüreğine ateş düşürerek... Henüz 33 yaşında, yüzbaşı rütbesiyle... Geride gözü yaşlı bir eş, 2 yaşında adı gibi "Duru" bir yetim bırakarak... Komutanım, hani anlattığımızda seni merak eden komutanlarımız vardı ya... Seni uğurlamak için al bayrağa sarılı tabutunun önünde idiler... İzmir'in Karşıyaka ilçesi Beşikçioğlu Camii'nde cuma namazını müteakiben kılınan cenaze namazına katılanlar arasında kimler vardı bir bilsen... Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, baban ve annen Necmettin ve Nurcan Ünsal, eşin Serap Ünsal, kızın Duru ve çok sayıda askeri ve sivil erkân... Askerî törenle Kadifekale Şehitliğinde toprağa verilen asil komutanım, mekânın Cennet olsun... Fzt. Hakan Özdemir-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00