Görevli bizden şüpheleniyor. Kılık kıyafet de yerinde... Çöp arıyoruz... Kim şüphelenmez ki? Onun şüphelendiğini fark edince lafı uzatmayıp elimi cebime atıyorum: -Neyse kafanız karışmasın. Buyurun tekrar alın giriş parasını... Bu durum görevliyi daha da şüphelendirmiş. Nerden bilebiliriz. Biz bir kere daha para ödüyor ve dolaşıyoruz parkı... Poşet moşet yok... Tekrar çıkıyoruz. İki üç kilometre gidiyoruz ki kayınpeder diretiyor: -Ben orada bir poşet görmüş idim. Belki poşeti almişlardur da kimlikleri çöpe atmişlardur. -Baba! Görevli şüphelendi zaten. Eğer kesin biliyorsan gidelim. Kaynanam sabredemiyor: -Ne kafasiz adamsin? Çöpü nereye attiğini bilmeysun? -Sen adamda kafa mi birakirsun? Çöpe kimlik koyan kari!.. Hakikaten parktaki görevli bizi görünce iyice şaşırıyor. Bu kez kesin şüphelendi. Gülümsüyorum: -Şey, yani... Çöpü tam bulamadık da... Ama merak etmeyin size paranızı ödeyeceğiz... Yine para ödeyip tekrar giriyoruz parka... O yeşil konteynırın yanına vardığımızda gözlerim ışıyor: -İşte bir poşet var orada... Bu olabilir mi? Hemen inip poşeti alıp açıyoruz. İçinden lüzumsuz birkaç kağıt mağıt çıkıyor. Derken bir siren sesi duyuyorum. O da ne öyle? Bir polis otosu... Korktuğum başıma geldi işte... İki polis yanımıza geliyor: -Hakkınızda şikayet var. Kimliklerinizi görelim. -Şey memur bey biz zaten kayınvalidemle kaynanamın kimliğini aramak için buradayız. -Nasıl yani? -Onu çöp poşetine koymuşlar da hırsızlara karşı... Sonra da kayınpeder gerçekten çöp poşeti zannetmiş çöpe atmış... Bu parkta olduğunu zannettiler de onun için üç defa... Polisler birbirine bakıyor. Arabamıza bakıyor. Kaynanama ve kayınpederime bakıyor. Sonra dediler ki: -Dördüncü kez parka girerseniz, bu sözlerinize inanmayız... -Söz girmeyeceğiz... Parktan çıkıyoruz. Artık diyorum ki: -Böyle çöp poşeti bulunmaz. Daha fazla kendimizi yormayalım.Yarın sabah konsolosluğa gider prosedür ne gerekiyorsa yaparız." Böylece yorgun argın eve geldiler. Kimliksiz kaldıkları bir yana tatile de gidemeyeceklerdi. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Dedem birden Arşimet gibi yerinden fırladı: -Buldum!.. Buldum! -Hay Allah yine hangi parka gideceğiz? -Hay Allah kafa kalmadi bende. Nasıl da akil edemedum? Bizim şaşkın bakışlarımız altında yerinden kalktı. Kapıya çıktı. Kendi evimizin önündeki çöp kutusunu açtı. İçinden poşeti çıkarttı. Güler misiniz ağlar mısınız? Şaka gibi... O kadar aradığımız çöp poşeti meğer kendi kapımızın önündeki çöp kutusunda duruyormuş. Tuba Şahin - Strasbourg / Fransa