Sen hediyelerin en güzelisin

A -
A +

Benim annem en güzel, benim annem en iyi, benim annem birinci... Her yıl dünya anneler gününde bütün çocukların söylediği içten sevgi dolu sözlerdir bunlar... Peki bu güzel duyguyu sadece çocuklar mı yaşar? Hayır hayır... Gençler, yetişkinler hatta ve hatta yaşlılar bile söyler. Çünkü herkesin bir annesi var. Hayatta olanlar kaç yaşında olurlarsa olsunlar anneleri yaşadığı sürece annelerinin gözünde hep birer ana kuzusudur. Ben de bir anneanneyim. Buna rağmen bu güzel sözleri her gün kendi annem için bir çocuk saflığı ile söylerim. Bilirim ki annem benim bu sözlerimle keyiflenir, sevinir mutlu olur. E öyleyse anneler için her gün anneler günü değil midir? Fedakâr, cefakâr evladına sevgilerin en sıcağı ile sarılan annelerin günü her gün, her andır. Hep aklımda hep içimdesin sevgili annem... Ama ne vakit anneler günü kutlamaları söz konusu olsa annemle ilgili o unutulmaz hatıram gelir. Henüz 9 yaşında, ilkokul 3. sınıf talebesiydim. Okulumuzda anneler günü için etkinlikler düzenlenirdi. Günler öncesinden hazırlanırdık. O yıl öğretmenimiz yine çok güzel bir program hazırlamıştı. Ben de şiir okuyacaktım. Öğretmenimin verdiği şiiri ezberlemiştim. Nasıl heyecanlıydım... Sabah erkenden kalkmış anacığımın hazırladığı tertemiz önlüğümü giymiştim. Kalbim bir kuş gibi pır pır ederken aynı zamanda bir o kadar da hüzünlüydüm. Çünkü güzeller güzeli anneciğime o gün hediye alamayacaktım. Okulda hazırlamış olduğumuz program bittiğinde tüm öğrenciler annelerimize anneler günü hediyelerimizi verecek ve mutluluğu paylaşacaktık. Benim anneme verebileceğim hediye ne olabilirdi ki? Sadece kır çiçeklerinden yapabildiğim komik bir demet vardı. Diğer bazı arkadaşlarım harçlıklarından biriktirdikleri paralara yine aile büyüklerinden aldıkları katkılarla annelerine günler öncesinden güzel hediyeler almışlardı. Üstelik herkes annesine aldığı hediyeyi birbirine ballandıra ballandıra anlatıyordu. Benim hiç harçlığım olmamıştı ki! Anneme sadece kır çiçekleri hediye edebilecektim. İşte program başlamıştı, sıra bana gelmek üzereydi. Salondaki kalabalığa heyecan ve merakla göz gezdirdim. Annemi göremedim. Yoksa gelmeyecek miydi? Ona hediye alamamıştım ama onun için şiir okuyacaktım. Sıranın bana geldiğini anons ettiklerinde çok duygulandım. Çünkü annemi halen görememiştim. Çok içlenmiş çok üzülmüştüm. Şiirimi okurken dahi sesim titriyordu: "Ana başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir evlat pir olsa da/Anaya muhtaç imiş..." Şiirim bittiğinde gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Salonda garip bir sessizlik oldu. İşte o anda arka sıralardan bir alkış sesi yükseldi. O tarafa doğru baktığımda "İşte benim annem!" diye haykırmak geldi içimden. Çünkü oydu, evet benim annem oradaydı ve beni dinlemişti. Sevgiyle bana gülümsüyor beni alkışlıyordu. O anda yer yerinden oynadı. İnanılmaz bir alkış tufanı kopmuştu. Herkes şiirin sözlerinin güzelliğini ne kadar içli okuduğumu söylüyor beni tebrik ediyorlardı. Sen güzel annem bana el sallıyordun. Gözlerinden billur taneleri yaşlar süzülürken dudakların sımsıcak gülümsüyordu. Artık hediye kimin umurundaydı. Sana uzattığım kır çiçeklerinin kokusunu içine çekerken "Biricik yavrum" diyordun, "Yavrum sen hediyelerin en güzelisin. Rabbimin lütfusun" Her sene anneler gününde o unutulmaz günü yeniden yaşıyorum. Senin sıcaklığını bütün bedenimde bir çocuk saflığıyla hissediyorum anneciğim. Atilla Koç-Ankara Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.