“Sen önce bunu bir uyuştur!”

A -
A +

Seneler önce yaşadığım sürpriz karşılaşmayla ilgili hatıramı yazmaya bugün de devam ediyorum.

 

Geçtim direksiyona... Besmele çekip bastım gaza. Araçta zincir var. Yola çıktık savrularak gidiyoruz gece sabaha doğru... O arada çocuğun ağlaması inlemesi, inanın eli ayağı dolaşıyor. Zar zor revire ulaştım ama hayatımın en uzun zamanlarından birisi oldu.

 

Hemen kapıyı çaldık. Nöbetçi askere “çabuk doktoru çağır! Çabuk” dedim. Bir tabip asteğmen. Uykulu uykulu geldi. “Ne oldu komutanım, geçmiş olsun” dedi.

 

Ben de o zaman üsteğmen rütbesindeydim. Durumu özetledim. Hemen bir sedye ile çocuğu içeriye taşıdık. Üzerindeki o kışlık elbise etlerine yapışmış. Çocuk inim inim inliyor.

 

Asteğmen de heyecanlandı. Dedim “sen önce bunu bir uyuştur.” Dolaplardan bir iğne getirip yaptılar. Asker biraz rahatladı. Biraz ağrısı sızı hafifledi... Tabip asteğmen makasla keserek çıkarttı o elbiseleri...

 

Olay yemekhanede sabah çorbasının kaynar suyuna kocaman kuzineyi aşağı indirmişler. “Düzelteyim” derken karda ayağı bir kayıyor, asker pat diye kaynar kazanın içine oturuyor.

 

Allah’tan kazanın kenarına elleriyle tutununca beline kadar gelmemiş ama alt taraf sıcak suda haşlanıyor.

 

Tabip asteğmen bir merhem filan sürdü... Sonra asker, en yakın askerî hastane olan Erzurum Fevzi Çakmak Hastanesine götürülmesine karar verildi. Zaten gecenin o vaktinde yapabilecek başka da bir şey yoktu. O şekilde döndüm geriye sabah oldu. Vukuatı bildirdik ilgili makamlara. Sonra ara ara arayıp asker hakkında bilgi aldık. Tedavinin devam ettiğini söylüyorlardı. En son haberi geldi. "Hava değişimi vermişler üç ay. Askerliğinin bitmesine de iki buçuk ay varmış. Üç aydan sonra zaten terhisini olacak ve memleketine gidecek.”

 

Bu haberi alınca “Çok şükür” demiş sevinmiştik. Tabii askerin ne memleketini biliyordum ne adını hatırlıyordum. Olay o gece yaşanmış geçip gitmişti. Benim için sadece bir hatıra olan bu durum meğer o askerim için bir ömür unutulmayacak hatıraymış...

 

Seneler sonra biz Karaköy’deki vapur iskelesinde beklerken uzaktan görünce hemen tanımış. Kesin ben olup olmadığıma karar vermek için dikkatli bakıyorlarmış. Kanaat getirince de gelip bize teşekkür etmek istemiş... Allahü teala bütün askerlerimizi korusun.

 

Bir Eski Asker

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.