"Seni Allah’tan diledik..."

Sesli Dinle
A -
A +

“Ya Rabbi, şayet bu duamı kabul etmez isen demek ki haccım da kabul olmamıştır...”

 

 

 

Meşhet şehrinde yaşadığım unutulmaz hatırayı anlatmaya devam ediyorum...

 

Hacı Raşit Amcaya bu ağlayışın sebebini sordum. Anlattığı karşısında ben de ağlamaya başladım:

 

"Biz üç kişi 15 gündür yad ellerde perişan vaziyetteydik. Dün gece seher vakti babamı ve Hacı Tohtamurat’ı kaldırdım. İki rekât teheccüd namazı kıldıktan sonra secdeye kapandım: 'Ya Rabbi, ben senin rızan için Hac farizasını eda edebilmek için bu zorluklar içinde gittim. Şayet haccımı kabul ettiysen bu seher vakti edeceğim duayı da kabul edersin. Ne olur bizi bu yad ellerde çaresiz, kimsesiz, mahzun bırakma. Bize yardım edecek birini gönder. Bir an önce evlatlarımıza kavuştur. Şayet bu duamı kabul etmezsen demek ki haccım da kabul olmamıştır. Bütün bu çektiklerim beyhudedir' diye dua ettim. Çok şükür haccım kabul olmuş. Çünkü bak Rabbim seni bize gönderdi. Sen tesadüfen gelmedin. Biz seni Allah’tan dileyerek getirdik.

 

Şimdi söyle, haccımın kabul olduğuna mı sevineyim, duamın kabul olduğuna mı sevineyim, senin geldiğine mi sevineyim? Ben sevinçten ağlamayayım da kim ağlasın?"

 

Bunu duyan Hacı Ahmet Amca ve Hacı Tohtamurat Amca da hüngür hüngür ağlamaya başladılar. Tabii artık kendimi tutamamış, sesimin yettiğince kendimi koyuvermiştim.

 

Diğer yolcular ağlamaklı ve meraklı gözlerle bize bakıyor, anlamaya çalışıyorlardı. Ön koltukta oturan bir karı koca konuştuklarımızı anlamasalar da bizim ağlamamıza dayanamayıp ağlamaya başlamışlardı. Sonunda otobüs şoförü muavini gönderdi;

 

-Git bak neler oluyor.

 

Muavin gelerek sordu;

 

-Hayırdır, ne diye böyle ağlıyorsunuz?

 

Olan biteni Farsça olarak anlattım. Tabii konuyu anlayınca muavinle birlikte diğer yolcular da anladı. Otobüsün içinde âdeta ağlama korosu kurulmuştu.

 

Muavin şoförün yanına döndüğünde ağlamaktan konuşamıyor, şoföre durumu anlatamıyordu. Bir süre bu ağlamalar devam etti. Yolculardan bazıları gelip hacı amcaların ellerini öptü, dua istediler. Dedim ki kendi kendime:

 

"Ey gafil! Şimdi anladın mı Türkmenistan’dan neden acele ile çıktığını? Sana acele ettiren seni çeken meğer bu hacı amcanın duasıymış. Ne bahtiyarmışım ki Allahü teâlâ benim gibi bir acizi seçmiş göndermiş... Hikmetinden sual olunmaz ya Rabbî..."

 

     M. Davut Mahdum-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.