Senin aklın yerinde mi?..

A -
A +

Bu hatırayı dedemlerden farklı zamanlarda dinlemiştim. Geçen gün Salih Dedeme "Bu hikâyeni gazeteye gönderelim" dedim. O da hatırladığı kadarıyla anlattı ben kaleme aldım. O yıllar bambaşka yıllarmış... Dedem anlatıyor da... Sıkıntılı yıllarmış... İnsanlar yoksul... Yiyecek kıt... Geçim darlığı had safhada... Kimse çalışacak iş bulamıyor... Eğer birinin maaşlı bir işi varsa o kimse şanslı. Aldıkları maaşla kıt kanaat geçiniyor da olsalar hallerine şükrediyorlar. Bekir Usta ve babası şanslı sayılabilecek durumda. İkisi de Kayseri Tayyare Fabrikası'nda çalışıyor. Kayseri Tayyare Fabrikası'nda tayyare yapılıyor ki kanat uzunluğu 40 metre uzunluğunda ve aerodinamiği en son teknolojide. Bekir Usta da mekanik aksam işlerinde çalışıyor. Bekir Usta'nın borçları var. O zamanın büyük bir miktarı, 100 lira. Bu arada 1944 yılının ramazan ayı yaklaşıyor. Fabrika komutanından bir emir geliyor: "Ramazan ayında oruç tutacaklar ücretsiz izne ayrılacak ve ramazandan sonra işbaşı yapacak." Bekir ustanın babası oğluna diyor ki: "Oğlum ben yaşlandım. Bu yaştan sonra oruç yiyemem. Ben izne ayrılayım. Sen işine devam et. Evimizin geçimi sağlanmalı, borcumuz var." Babası izne ayrılan Bekir Usta, ramazan ayının ilk günü sahuru yapıyor. Düşünceli ve sıkıntılı bir şekilde fabrikanın yolunu tutuyor. Kapıda ise enteresan bir şey yaşanıyor. Komutan işe gelenlere bir bardak su veriyor. Oruç tutup tutmadığını anlamak amacıyla olsa gerek. Sıra Bekir Ustaya geldiğinde diyor ki: -Bekir Usta al iç suyu. -Ben orucum efendim, ama işimi aksatmaz. Rahatlıkla işimi yaparım. Bunun üzerine komutan: -Seni ücretsiz izne ayırdım, diyor. Bekir Usta ise o anlık bir kararla diyor ki: -Ben izne ayrılmıyorum istifa ediyorum. Arkasına bakmadan eve geri dönüyor. Evdekiler Bekir Usta'nın tekrar eve döndüğünü görünce şaşkınlıkla karşılıyorlar. Hanımı durumu öğrenince panikliyor: -Şimdi ne yapacağız? Ne yiyip içeceğiz? Bekir Usta "Rızkı veren Allah'tır. Oruç tutmazlık edemedim" diye cevaplıyor. Ama başka da bir çalışacak iş yok. Birkaç gün geçiyor. Bekir Usta eve döndüğünde hanımına diyor ki: -Ne düşünüyorum biliyor musun? Valinin güzel bir arabası var. Onun tamiri için ihtiyaç olduğunda ah beni çağırsalar. Hanımı: -Bey senin aklın yerinde mi? Evi ile valilik konağı arası ne kadar mesafe ki? Ne diye arızalanacak ya da tamirlik iş olacak ki? Tabii o zaman Kayseri'de araba sayısı bile sayılı. Caddelerde arabalar nadiren karşı karşıya geliyor. Devamı yarın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.