Ben karakolda merak içinde bekliyorum. Acaba avukatım beni kurtarabilecek mi? Yoksa hapse mi gönderileceğim? Bu sırada avukatım karşı tarafı arıyor. Hukuk servisiyle görüşüyor. Karşı tarafın avukatı dosyaya girip borç durumuma bakıyor. -Evet. Borç ödenmiş. Sıradan bir ilgiyle diyor ki: -Ben konuyla ilgilenen avukat arkadaş geldiğinde durumu kendisine iletirim. Benim yakalanmış halde karakolda beklediğim adamın umurunda değil. Diyor ki bizim avukat: -Beyefendi müvekkilim şu an hapse gönderilmek üzere karakolda bekletiliyor. İşte bundan sonra hukukça konuşuyorlar. Biz işin hukuki detaylarını bilmiyoruz. Çünkü hukuktan anlamıyoruz. Meğer hakkında mal beyanında bulunma emri çıkarken orada "özürsüz" ifadesi varmış. Yani o süre içerisinde ben resmî olarak özürlü imişim. Tabii ya... Altı ay önce trafik kazası geçirmişim. Bir ay komada olmak üzere iki ay hastanede kaldım. Altı ay iş göremez raporum da var. Bunların hepsi resmî yazışma... Yani ben o tarihlerde mal beyanında bulunamayacak durumdayım. Bir eksiğim var ki bu bilgilerden avukatımın haberi yok. Ama o benim her konuda avukatım değildi. Kaza sebebiyle gitmiştik kendisine. Zaten bu icralık durum da kaza sebebiyle olmadı mı? Hepsi kaza sebebiyle geldi başıma. Bir kaza hayatımı allak bullak etti. Hem sağlığımı yarı yarıya yitirdim. Hem aylarca evime ekmek götüremedim. Bunlar işin ayrı yönüydü. Önemli olan şu an benim durumumdu. Bugün serbest kalabilecek miydim? Yoksa hapse mi gönderilecektim? Öyle olmuş böyle olmuş. Ama neticede ben yine de borcumu ödemişim. Ödeyeli iki ay olmuş. Vicdanı olan bir avukat borcunu ödeyen biri hakkında çıkarttığı hapis kararını iki ay geçmesine rağmen kaldırtmaz mı? Böyle avukatlık mı olur? Bu art niyet değil midir? Neyse avukatım işin hukuki boyutunu anlatıyor. Firmaya karşı maddi manevi tazminat davası açacağını söylüyor. Durumun zora gireceğini anlayan karşı taraf hemen unutkanlık olmuş falan diyorlar. Zaten o sırada söz konusu avukat adliyeye yakınmış. Avukat ya, adliyede işleri takibi kolay... Gidip kararı kaldırtıyor. İbra kararını karakola faks çekiyorlar. Böylece üç saate yakın karakolda bekledikten sonra zaten zor attığım adımlarla evime dönüyorum. Allah'ım serbest kalmak ne güzel bir duyguymuş. Bunu üç saat karakolda beklerken anladım. Bir de ara sıra cemaatte namazda karşılaştığımız o polis memurundan Allah razı olsun. O olmasa doğruca hapse gidiyordum... Adil Özkan-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00