Sevgili eşime armağanımdır

A -
A +

Canım kardeşimin 9 Eylül Üniversitesi Elektronik Bölümünü okuduğu yıllardı... Bir gün utana sıkıla da olsa gelip benden rica etmişti: "Bana da anlatsana sen nasıl evlenmiştin?" Ona eşimle tanışma ve öncesi yaşadıklarımı anlatmalıydım. Zira kendisi bir bayanla okulda arkadaşlık kurmuş ve arkadaşlığını kafelerde ilerletmişti. Bana anlatmasa da duyumlarım öyleydi. Şimdi de evlenmeyi düşünüyor olmalıydı. Çünkü bana evlenilmesi lazım gelen insan kriterlerini soruyordu. Ne var ki baştan değil, olayları sondan yaşıyordu. Şu an çoğu gencin yaşadığı gibi. Gerçi buna da şükür. Ya hiç sormayıp dayatsaydı, değil mi? Belki örnek alır ümidiyle anlatıyorum kendisine. Bu zamana gelene kadar niye öğretmedin denilecek belki ama o ana gelinceye kadar yanıma hiç yanaşmamıştı. Konuşmak istememişti. Nasihat da istememişti. Kendini çılgın gibi akan akıntıya teslim etmişti. İşte sırılsıklam ıslaktı şimdi karşımda... Aramızda 11-12 yaş vardı. Şimdi kendimi ve evliliğimi anlatmak bir borç oldu boynuma, bir ağırlık sırtıma. Dedim ki kardeşime: "Ben insanların hayatını Türkiye gazetesinden okuyorum. Sabreder misin, ben de hayatımdan kesit olarak Hayatım Roman'a yazayım evliliğimi. Sonra bu konu üzerinde yorum yaparız." "Olur" dedi. Bu hatıra da bu şekilde şekil buldu. Ben yüksek okulda okurken, insanları hep ürkek edayla uzaktan seyre dalardım. "Neden kendimi herkes gibi bu akıntıya atamıyorum" diye de hayıflanırdım. Önce cevabını buldum sandım: "Evet, ben mükemmeliyetçiydim." Bir taraftan da nefsim diyordu ki: "Bak okul ve öğrencilik zamanı geçiyor. Bir daha gününü gün edeceğin zamanlar gelmez." Sürekli izledim insanları ama huzursuzdum. Kim doğru kim yanlış kavrayamıyordum. Trenle yolculuklar rahatlatıyordu beni. Tren sanki insanların sınırsız hayatını sınırlıyordu. Bir gün yaşlı bir kondüktör ile karşılaştım. Emekliliğinin gelip geçtiğini düşündüğüm bir kimseydi. Oysa bu güler yüzlü görevli bir yolculuk muhabbetinde bana İslam Âlimleri Ansiklopedisinden, İmam-ı Rabbanî hazretlerinin hayatını okumamı öğütlemişti. Esas örneğin onlar olabileceğini, sıkıntımın da zamanın zulmetinden kaynaklandığını anlatmıştı... İşte o gün kararımı vermiştim sevgi adına... Okulum bitti. Beş sene sabırla bekledim, işimi Allaha havale ederek. Bir gün bir arkadaşımla ortak başka bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik. Her şeyin zamanı var, derler doğrudur. Kendi aralarında konuşurlarken "gel hayırlı bir iş işleyelim" dediler. Ben dinliyorum tabii. Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.