Doktor "Dua edin, tıbben elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, inşallah iyi olur" diyordu.
Yoğun bakımdaki babamın o halini düşündükçe beynimde fırtınalar kopuyor, dinmek bilmiyordu. İçimi ince bir sızı kasıp kavuruyordu. Bunu kime, nasıl anlatacaktım?
Ertesi gün oldu. Yoğun bakımın önünde bekleyen onlarca çaresiz insan gibi "Allah'tan ümit kesilmez" diyerek, biz de gelecek iyi bir haberi bekliyorduk. Yoğun bakımın kapısı sözün bittiği, umutların bir noktaya çevrildiği yerdi. Her açıldığında heyecan artıyor, o kadar insan doktorların iki dudağı arasından çıkacak sevinçli bir habere bakıyordu. Maalesef doktor konuşmasıyla teselli etmeyi düşünmeyip bilgi vermeyi tercih edince insanlar acı haberlerle kahroluyordu. Bağırmalar, ağlamalar koridorlarda yankılanıyordu.
Doktoru merdivenden inerken yakaladım. Elinden tutarak dedim ki:
"Doktor Bey, biliyorum ki çok zor bir iş yapıyorsunuz. Allah'ın en sevdiği şey, kullarını sevindirmektir. Siz bir vesilesiniz ama sizin bir iyi sözünüzle bu insanlar bayram ediyor, kötü deyince perişan oluyorlar. Kötü anlatımla elinize ne geçiyor? Bu insanlar burada keyfinden mi bekliyor? Onların duasını almak varken bu fırsatı neden kaçırıyorsunuz?"
Doktor durdu durdu, "Doğru söylüyorsun, bak ben umreye gitmiştim yeni geldim fakat bu dediklerini düşünememiştim" diyerek sözlerimi teyit etti. Sonrasında yoğun bakımın kapısı açıldığında, başına toplananlara "dua edin, biz tıbben elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, inşallah iyi olur" diyordu. Herkeste bir rahatlama olduğunu görüyordum.
Doktor bundan sonra beni her görmesinde yanıma geliyor, "dünkü gibi bir şeyler anlat, hiç duymadığım şeyler söylüyorsun, akşam evime davet etmek istiyorum, fakat gelir mi diye endişe edip söyleyemiyorum, istersen seni her gün Mustafa Amcanın durumu hakkında, mesai sonrasında da telefonda bilgilendireyim" diyordu.
Hastane bahçesinde beklerken bu doktor yanıma geldi:
"Mehmet Hocam, senelerden beri bu işi yapıyorum fakat senin gibi birisine hiç rastlamadım. Sanki kurtarıcı hekimmiş gibi bize kızıyorlar. Sen ise 'biz kadere inanmış insanlarız', diyorsun. Babanı bu kadar sevmene hayran kaldım. Bu nasıl bir şeydir?" dedi...
Neticede, aradan geçen 3 günden sonra her canlının başına gelecek olan babamın ölüm haberini verdiler. Kelimelerin yetersiz kaldığı yer burası olsa gerek. Merhum babam ve diğer müminlerin ruhuna bir Fatiha okumanız dileğiyle...
Mehmet Can-Osmaniye