Şırnak'tan dönen oğluma iş ararken...

A -
A +

Oğlum askerlik vazifesini Şırnak'ta yapmış çok şükür salimen evine dönmüştü... Canım yavrum "komando" olarak yiğitçe, kahramanca görevini tamamlamıştı. Evine döndüğüne çok seviniyordu. Ne acıdır ki hayatımız çok mücadeleli geçiyordu. Öyle çok badireler atlatmıştık ki anlatmakla bitmez. Askerden dönüşünün üzerinden iki hafta geçmişti. Maddi sıkıntı içindeydik. İşsizlik askerlikten zor ve acımasızdı. İş bulmak zorundaydı. Gazete ilanlarından iş bakıyorduk. Bir gün bir ilan dikkatimi çekti. "Yaşlı ve hasta bir bayana bakıcı aranıyor" yazıyordu. Bulunduğum semte yakın bir adresti. Üstelik bana göre bir işti. Oğlum ise çalışmamı istemiyordu. Ona göre çok yıpranmıştım onları büyütmek için. Yaşım da hayli ilerlemişti. Dolayısıyla artık dinlenmeliydim. Böyle düşünüyordu oğlum. Ama vatanına en zor şartlarda bekçilik eden yavrum şimdi iş bulamıyordu. Lise mezunuydu. Onun derdini kim anlayabilirdi ki... Epey mücadeleden sonra oğluma yalvardım: -Yavrum bak, bu insanlar hâli vakti yerinde insanlardır. Çevreleri geniştir. Belki sana da bir iş bulurlar. Sen işe yerleştiğinde ben de rahatsızlığımı söyler işten çıkarım. Bakıcı bulmak kolay, yenisini bulurlar. Ne olur kabul et! "Peki" de. Bu yalvarmalarımdan sonra oğlum çaresiz kabul etmişti. Hemen kalkıp adrese gittim. Evi bulmam kolay olmuştu. Kapının zilini çaldım. Kapıyı 50-55 yaşlarında ufak tefek bir bayan açtı. İçeri girmem için yol verdi. Evden içeri adımımı attığımda içimde tuhaf bir huzursuzluk hissettim. Ama artık ok yaydan çıkmıştı. Gösterilen koltuğa oturdum. Evin hanımı olan bayan da tam karşımdaki koltuğa oturdu. Bakmam gereken kadın kayınvalidesi imiş. Birlikte oturuyorlarmış. Kadıncağız çok yaşlıymış. Ne istediğini, ne söylediğini bilmez durumdaymış. Gelin hanım da yaşı ilerlediği için ona bakamıyormuş. Bunun için bir bakıcıya ihtiyaç duymuşlar. Eğer anlaşabilirsek hemen işe başlamamı söyledi. Eve şöyle kaçamak bir göz gezdirdim. Çok yoksul bir ev görüntüsü vardı. Salondaki eşyalar oldukça dökülmüştü. Öyle ki benim evimin eşyaları bunların yanında çok lüks sayılırdı. Şaşırmıştım ama ne diyebilirdim... Demek ki eşyaya çok önem vermiyorlar diye düşündüm. Neyse ben işime bakayım, hele bir teyzeyi göreyim diye düşündüm. Düşüncemi bayana söyleyince "peki" diyerek beni bir odaya götürdü. İçeriye adım atmam ile birlikte şok olmam bir oldu. Odanın durumu anlatmakla tarif edilebilecek gibi değildi. Küçücük pencere kalın perdelerle örtülüydü. Gelin hanım aceleyle perdeyi açtığında aydınlanan odada şaşkınlıktan bayılacaktım. Her yer pislik içindeydi. Karşılıklı kırık dökük iki kanepe konulmuştu. Onların arasına küçük bir masa ve yanında bir sandalye vardı. Gözüm hasta ve yaşlı teyzeyi aradı. Aman Allah'ım gördüğüm hâl inanılır gibi değildi. Kanepenin birinde, kirli şiltelerin içinde bir iskelet canlanıyordu. Dudakları kıpırdıyor kendi kendine konuşuyordu... Gelini yatağa eğildi, yaşlı kadını yatakta doğrulttu. Arkasına yastık koyarak oturttu. Buz gibi boğuk bir sesle: -Kalk hey! Kalk! Bak sana arkadaş getirdik. Yalnızlıktan sıkılıyordun ya. Bak işte arkadaş... Bir yerlere gittiğimde gündüzleri sana arkadaşlık edecek. Ben şaşkınlıktan ağzım bir karış açık onları seyrediyordum. Ya Rabbi ömrümde böyle bir şey görmedim. Kadıncağız bir deri bir kemikten ibaretti. Gözünün biri tamamen kapalıydı. Diğerini de zorla aralayarak beni görmeye çalıştı. Çok korkar bir hâli vardı. Sanki birisi onu dövecekmiş gibi, kendini korumak istercesine, ürküyor, kolunu insiyaki olarak yüzüne kalkan yapıyordu: Titrek ve cılız sesiyle "Hoş geldin! Ne olur bana tabanca çekme. Beni dövme. Bana tatlı dil güler yüz göster, bütün maaşımı sana veririm. Kocamdan kalan maaşımı..." diye yalvarmaya başladı. Dehşetten donakalmıştım. (Devamı yarın) Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.