"Siz üçünüz de mi?.."
29 Eylül 2014 01:00
"Bir kişiyi götürdüler. Ama o bir kişiyi götürdükleri için kendileri de o nimete kavuştular..."
Amcaoğlum, düşük gelirle çalışan ekmeğine soğanı katık eden ama hâline her daim şükreden samimi bir Müslümandır. Dini ölçüye göre de gerçekten fakirdi. Lakin kaç seneden beri gönlünde bir sevda oluşmuş, dilinde bir ilahi düşmez olmuştu: "Kâbe'nin yolları bölük bölüktür/Benim yüreciğim delik deliktir./Dünya dedikleri bir gölgeliktir/ Canım Kâbe'm varsam sana,/Yüzüm gözüm sürsem sana..."
Namazlardan sonra el kaldırıp dua eder hep bir vesile arardı... Öyle ki Kâbe'ye gitme aşkıyla tutuşup yanmıştı... Her konuştuğu kimseye hâl hatırdan sonra bu arzusunu dile getirirdi. Anlattığı bir arkadaşı diyor ki:
-Filan resmî kuruma gideceksin. Orada mesleğini söyleyeceksin. Örneğin kasaplık yapıyorsan, gidip kasap olduğunu söyleyip hacca "kasap olarak" gitme talebinde bulunacaksın.
-Beni oraya bir götürsen ne olur?
-Ben yerini biliyorum ama seni götürmeye aracım yok.
Amcaoğlu bu fırsatı değerlendirmek için çaba sarf eder. Arabası yok ki "haydi gel bin de gidelim" desin. Parası yok ki, bir araba tutsun.
Ama yürekte aşk var. Özde istek var... Aradan çok geçmiyor... Arabası olan bir tanıdığı çıkageliyor. Hoş beşten sonra diyor ki ona:
-Kardeş, hacca gitmek için meslek sahibi olarak kendimi yazdırırsam beni hacca götürebileceklermiş. Orayı bilen bir arkadaş var ama arabamız yok. Hâlimi biliyorsun. Acaba vaktin ve imkânın var ise bizi oraya kadar götürebilir misin?
Diyor ki arkadaşı:
-Ne demek kardeş? Kâbe'ye gitmek için çare ararsın da ben seni arabamla götürmem mi? Haydi binin götüreyim...
-Hay Allah razı olsun, dur orayı bilen arkadaşa haber vereyim.
Hemen o arkadaşına varıp bir araba tedarik ettiğini söylüyor... Yol boyu giderken amcaoğlunda bir heyecan bir sevinç... Dudaklar kıpır kıpır... Yüreğinde aşk...
Birisi yolu tarif ediyor, birisi arabasıyla götürüyor ve nihayet müracaat edilen yere varıp birlikte içeri giriyorlar. İşte ne olduysa orada oluyor. Kapıdan içeri girip amcaoğlu mesleğini söyleyerek hacca gitmek istediğini belirteceği anda, görevli şahıs diyor ki:
-Siz üçünüz de mi gitmek istiyorsunuz?
O iki arkadaş önce birbirlerine bakıyor ve ikisi birden o anda "evet" diyorlar... Görevli memur, üçünün de ismini yazıyor...
Ve... Şimdi amcaoğlum ve ona samimi bir şekilde yardımcı olan iki arkadaşla birlikte üçü de hacca gittiler... Ne demişler: "Niyet hayır, akıbet hayır..."
Yılmaz Tarakçı-İstanbul