Sokaklar bizleri arıyor inanın

A -
A +

Ben Çoban Naim... 1987 yılında gazetemizi ve sahibini tanımak nasip oldu. O yıllarda 40 abone bulup İznik'te gazetemizi dağıtmaya başladım. O zamanlar promosyon da vardı. Abone sayım 1200'e çıkmıştı. Nerede o ihlâslı günlerimiz... Hayatımın en mutlu anları o günlerdi. Çarşıya çıkıyordum. Bir ayda 90 adet Altın Su Arıtma satıyordum. Şimdi emekli oldum bazı sebeplerden... Emekli olduktan sonra da ne enteresandır insanlardan kaçar oldum. On beş yirmi gün kadar önceydi. Halamın oğlu dedi ki: -Ben Gölcük'e üzüm satmaya gidiyorum. Sen de gel. Bana arkadaş olursun. Kıramadım hala oğlunu. Haydi gidelim dedim. Bindik traktöre çıktık yola... Traktör ile üç saat birlikte yolculuk ettik. Vardığımız yer eski adıyla Tatar Köy, şimdiki adıyla İhsaniye... Çok değişmiş her yer... Memleket çok gelişmiş... Gidince bir bayiden Türkiye gazetesi aldım. Orada görüştüğüm insanlardan bazıları bayiden aldığım gazetemi okudular. Anadolu insanı tez kaynaşır... Ayrıca da hâlâ misafirperverlik Osmanlıdan kalma âdet üzere devam eder Anadolu'da... Kamil Ağabey isimli biri bize yatacak yer gösterdi. Keşke her köyde, her beldede böylesi Kamil Ağabeyler çoğalsa... Yine bir başka vakitte yaşlı bir amcamızın elinde gazetemizi gördüm. İnsan bir hoş oluyor. Yanına yaklaştım: -Abi bu gazeteyi nereden buldun? Gülümsüyor. Diyor ki: -Ben aboneyim. Bana her gün gelir. -Ben de bir vakit bu gazetenin dağıtıcılığını yapmıştım. -Ne güzel etmişsin. Ama eskisi gibi dolaşmıyorsunuz nedense. Bu söze şaşırıyorum... Refik isimli bir vatandaş yemeğe davet etti. Sofrada yemekte dinimizden, dinimizin güzel ahlakından söz ediyoruz. Bana soruyor: -Abi sen hoca mısın? -Hayır. -Bunları nereden öğrendin? Gazetemizin orta sayfasını yani Bizim Sayfa'yı ve hediye verdiği kitapları okuduğumuzu anlatıyorum. -Ne olur o kitaplardan bana da getir, diyor. -Ben buraya bir daha gelemeyeceğim ama Türkiye Gazetesi Bürosuna uğrayabilirsin, diyorum. -Abi, diyor, iş güç işte... Ben unuturum. Bunun üzerine ertesi sabah erkenden Gölcük Bürosuna telefon ediyorum. Durumu anlatıyorum: -Abi size hazır abone. Bu aboneyle ilgilenilirse çok iyi olur... Yıllar önce bir sohbetinde duymuştum Saim Amca'dan. Diyordu ki: "Büyüklerimiz, kimse kıldığı namazın, tuttuğu orucun kabul olduğunu garanti edemez. Ama iki Müslüman bir araya gelip de Allah'tan peygamberden bahsederse onlara sevap yazılır buyurmuştu." Hatırama son verirken şunu hissettim efendim... Sokaklar bizleri arıyor biliyor musunuz? Naim-İznik/Bursa > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.