Sözünde durman yeter

A -
A +

“Sabah sekize beş kala Ziraat Bankasına gittim. Müdür de gelmiş, çalışmaya başlamıştı...”

 

 

 

Dedim ki beyefendiye. Ustam, ben o dediğiniz kişiler değilim. Kendimden sorumluyum. Ayrıca buraya da yeni atandım. Sen parçaları ver, ben ilçeye başka bir araçla döneceğim. Sabah saat sekizde Ziraat Bankası açılıyor. Yarın sabah hesabına alacağın tutarı yatırmazsam o zaman ne dersen haklısın. Ama bana bu fırsatı ver ve istediğimiz parçaları hemen şoföre teslim et. Yarın sabah da bankaya telefon et, hesabına paranın girip girmediğini öğren" dedim. O gene hayır, dedi. Konuşmasından Karadenizli olduğu belli olan ustaya dedim ki: “Bak ustam Karadenizliler bana çok değerli çok kıymetli bir eş verdiler. Sen bir yedek parça vermişsin çok mu?”

 

Bunun üzerine “Oy, eniştemiz oluyorsun öyle mi?" dedi. “Evet” dedim. "Haçan enişte, parça değil canımı iste vereceğim" dedi.

 

Hemen yanında çalışan adamı çağırdı. "Kaymakam Beyin şoförü ile gidip bakın ve gerekli parçaları ayırın" dedi. Sonra bana dönerek: "Haçan kızı vermişiz, dediğin gibi parçayı da vereceğiz. İster parayı ver ister verme" dedi.

 

Teşekkür ettim ve tekrar yarın bankadan parayı sor, dedim... Parçaları aldık, götürdük, ustaya verdik. Usta motoru zaten açmıştı. Yapımına hemen başlayacak, üç dört gün içinde bize aracı teslim edecekti. Ben şoförü aracın başında bırakarak, kendim başka bir araç ile Kemah'a döndüm. Akşam döner dönmez, Ziraat Bankası Müdürümüzü buldum. Konuyu anlattım ve "parayı derhâl adamcağızın hesabına gönderelim" dedim. Müdür "Efendim, bankayı sekizde açar açmaz telefon emri ile parayı sizin hesaptan, onun hesabına hemen aktarırız" dedi.

 

Ertesi sabah sekize beş kala Ziraat Bankasına gittim. Müdür de gelmiş, çalışmaya başlamıştı. Benim yanımda Erzurum Ziraat Bankasının ilgili şubesini aradı ve bizim Kaymakamlık hesabından parayı ustamızın hesabına aktarılmasını söyledi. Karşı taraftaki görevli isteğimiz üzerine hem parayı o hesaba aktarmış ve telefonla da ustaya bilgi vermiş.

 

Daha sonra Kaymakamlığa geldim. Saat aşağı yukarı 8.15 gibi telefon çaldı, Erzurum'dandı. Telefondaki ses "Enişte Kaymakam Bey” dedi, "Haçan biz işte böyle adama kız veririz. Parayı göndermişsin sağ ol ama esas sözünde durman çok önemli. Hesaba parayı geçmişsin. Sana teşekkür ediyorum" dedi.

 

Birkaç gün sonra da arabamız pırıl pırıl tamir edilmiş olarak Kemah’a dönmüştü... İyi insanlar her yerde iyi...

 

     Turan Eren-Üç Dilek

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.