Şu kartpostal ilgimi çekti!..

A -
A +

Derken hatırıma geldi. Daha önce Türkiye'de bir günlük gazetede bu Avustralyalının bir röportajı yayınlanmıştı. Diyordu ki röportajda: "Avustralya ile ilgili benden her türlü bilgiyi alabilirsiniz..." Ben de bu verilen adrese bir kartpostal yollamıştım. Öylesine ya tutarsa... Demiştim ki: "Ben bir dağ köyünde köy öğretmeniyim. Zorluklar içerisinde yaşıyorum. Avustralya'ya beni götürme imkânınız var mı?" Adama Türkiye'den çok mektup gelmiş. O kadar çok ki çuvallar dolusu. Neyse, o sene bu adam, Türkiye'ye önce kendisi gelmiş. Eşi de arkasından gelecekmiş Avustralya'dan. İşte eşi Ankara'ya geldiğinde yine her zamanki gibi önce Berin Menderes'i ziyaret edecekler, sonra da gezecekler... Eşi geldiğinde diyor ki: -Sana Türkiye'den o kadar mektup geldi ki anlatamam. Hiçbirini ne açtım ne okudum. Yalnız şu kartpostal ve arkasındaki düzgün yazı ilgimi çekti. Onu aldım getirdim. Bahsettiği kartpostalı gönderen benim. Kesik uçlu kalemle çok düzgün bir yazım vardı. Demek ki beğenmiş. Adam kartpostala bakıyor. Üzerinde adres de var... Ankara'ya 300 km uzakta bir köy. Diyor ki eşine: -Bu öğretmenin ziyaretine de gidelim mi? -Gidelim. Zaten Türkiye'ye tatile gelmişler. Gezecek yer arıyorlar. Niçin gelmesinler ki... Önce kartpostalın üzerindeki adresten Kayseri'deki bizim ailenin adresini buluyorlar. O yıl da ben hanım ve o yıllarda dört yaşındaki oğlumu öğretmenlik yaptığım köye götürmemiştim. Aslında Kayseri'ye 40 km mesafede. Neyse bu Avustralyalı vatandaş Ahmet Başar, geliyor Kayseri'de bizim evi buluyor. Diyorlar ki: -O şimdi köyde. Köy de buraya 40 km uzaklıkta. -Beni o köye götürün. Mutlaka bugün gidecek ve onu göreceğim. Nisan ayında olmalı ki, hava nasıl yağmurlu, nasıl çamurlu bir gün... Böyle battı mı ayağın çamura, 10 cm 20 cm girer. Karakaya böyle bir yer işte... Neyse çıkıp gelmişler Karakaya'ya... Misafir mi misafir... Okulların kapanmasına da bir hafta var. Adamla kırk yıllık dost gibi sarıldık kucaklaştık. Hanımına hürmet gösterdik. Ben Ahmet Başar ismini kısa zaman sonra hatırladığım gibi o da benim gönderdiğim kartpostalı çıkarıp gösterdi. Ardından dedi ki: -Seni Avustralya'ya götüreceğim. E haliyle sevindik. İyi, olsun bakalım... Misafirim gelince gittim okul müdürüne dedim ki: -Hocam böyle böyle. Avustralya'dan misafirlerim gelmiş. Bunları ağırlamam lazım. Okulların kapanmasına da bir hafta falan var. Bana bir haftalığına izin istiyorum. Demesin mi "Olmaz! İzin veremem!" (Devamı yarın) Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.