"Şükür, ben aradığımı buldum..."

A -
A +

Bundan 12 sene evveldi. Liseyi bitirmiştim. O güne kadar önüme konulmuş belirli bir program gibi yaşamıştım hayatı. Ve liseyi bitirdikten sonra sanki ve artık bir anlamda özgür kalmıştım. Hayatıma nasıl bir yön vermem gerektiğini düşünmeye başlamıştım. Sürekli kendi kendime soruyordum. Mademki ölümden sonrası var, cennet ve cehennem var. Öyleyse niçin bu hayatı kendi kafamıza göre yaşıyoruz? İslam âlimlerinin sözlerine şeksiz şüphesiz inanıyordum. Onlar ne bildirdiyseler en doğrusunu bildirmişlerdi. Böyle inanıyordum... Bu şekilde düşününce içimi tarif edemediğim bir korku kaplıyordu. O zamana kadar ailemden hiçbir din bilgisi almamıştım. Dinimiz hakkında bildiklerim, "Din kültürü ve ahlak bilgisi" dersinde öğrendiklerimden ibaretti. Dinimi doğru olarak öğrenebileceğim bir kaynağa ihtiyaç duyuyordum. Yaklaşık iki ay kadar bu şekilde düşünüp en samimi hislerimle Rabbime yalvarıp gözyaşı dökerek dua ettim: "Ya Rabbi bana dinimi doğru olarak öğrenmemi nasip et!.." Ve sonra... İnanın bir gün bir İhlas Mağazasının önünden geçerken içimden geldi. İçeri girip din kitabı bulunup bulunmadığını sormayı düşündüm. Halbuki orada sadece ev aletleri bulunduğunu biliyordum. Ama nedense herhangi bir kitapçıya değil de oraya sormak istedim. O gün "Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye"ye kavuştum. Daha kitabın kapak içerisindeki yazıyı okuyunca kendi kendime "Aradığımı buldum" dedim. Kitabı elimden bırakamadım. Hazırlayan zata muhabbet beslemeye başlamıştım. Hele o Hiratlı demircinin Nişabur'a giderken yolda başına gelen zindana atılma hadisesini... Hele de demircinin zindanda iken ettiği dua sebebiyle şehrin valisinin üst üste üç kez gördüğü rüyayı... Hele o rüya sonrasını... Ve o demircinin Vali'ye verdiği müthiş cevabı hayretler içinde okudum... Diğer okuduklarım da bize Müslüman olarak nasıl yaşanacağını anlatan bilgilerdi. Her paragrafı, her cümlesi kalbe tesir ediyordu. Ne yazıyorsa doğru olduğuna tüm kalbimle, tüm teslimiyetimle inandım. Bu inancım, çok tabii ki doğal olarak meydana geliyordu. İnanmak için kendimi zorlama ihtiyacı dahi hissetmiyordum. Gönlüme, kimseden duymadığım fakat kuvvetle inandığım bazı düşünceler kendiliğinden gelmeye başlamıştı. Böylece kitapta bahsedilen aradığım hazinenin nişanına kavuşmuş oldum. Bundan sonrasında da kitaplarım ve inancım vesilesiyle insanı sevinçten ağlatacak pek çok nimetler nasip oldu. Bu büyük nimetleri veren Allahü teâlâya şükürler olsun. İ.Y.-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.