Süleyman o kadar ağladı ki!..

A -
A +
“İzzet’in vefatına üzülenler bu feryat figana bakarak ondan çok Süleyman’a üzülmüşler!..”
 
İzzet ve arkadaşı Süleyman ile ilgili hatıramı anlatmaya devam ediyorum...
Bu vefat haberi üzerine akrabaları cenaze merasimine katılmak için yollara düşer. O da ne? Mustafa Tuzla’da koyun otlatmaktadır. Onu bu hâliyle yaylakta gören mahalledeki yakınları korkup ürperir bile. Âdeta dilleri tutulur “ölen insan” gördük diye.
Onların şaşkınlığına şaşıran Mustafa durumu öğrenince “yoo ölmedim işte yaşıyorum” çocuklar size şaka yapmış olmalı” diye cevap vermiş. Cenazeye gidenler bu tuhaf duygularla Tuzla’dan dönmüşler.
İşte bu sebeple böylesi haberler artık irdelenir olmuştu. İzzet’in ölüm haberinde de haberin doğru olduğuna inananlardan bazıları Pelitli Köyü merkeze gitti. Çoğunluk ise inanmamış olacak ki Eyerci’ye pazara ve Cuma namazı kılmaya gitmişti.
Akşam namazına doğru da cenazeye gidenler dönmüştü. Cenaze defninin öncesini ve sonrasını anlattılar. Anlatılanlar arasında dikkatimi çeken bir şey oldu. İzzet’in can ciğer arkadaşı Süleyman’ın bu vefata çok ama çok üzüldüğü idi. Diyorlardı ki:
“Süleyman en çok ağlayan kişiydi. Cenazeyi en çok taşımaya çalışandı. Mezara çok toprak atan biriydi. "Onun yerine ben de ölmek istiyorum. Allah’ım benim de canımı al. Ben, bu zamandan sonra yaşayamam, yaşamak istemiyorum; dostum, kardeşim, arkadaşım, yakınım gitti. Ben onsuz nasıl yaşarım?” diyordu.
Genç yaşta İzzet’in vefatına üzülen insanlar, bu feryat figan edişe bakarak ondan daha çok Süleyman’a üzülmüşler. Cenaze törenine gidenlerin neredeyse tamamı Süleyman’ın bu hâlini ve ölmek istediğini anlattı.
Hatta “inşallah duası kabul olmaz” temennilerinde bulundular. Geçmiş zamanlarda çok sayıda dua ve beddua kabulü örnekleri vardı köylünün bilgi dağarcığında. Bu geçmiş, Süleyman’ın geleceği için de insanlarda korku oluşturmuştu.
O sene yaz tatili nedeniyle ben de köyde kalıyorum. Havaların sıcak olduğu ormanlarımızın serin hava sunduğu günlerde ormanda çalışıyorum. İzzet’in vefatı üzerinden ikinci Cuma geçiyordu. Erken saatte kalktım. Güneş, bir miktar yükselmişti. Evimizin önünden geçen bir çocuk “Pelitli’de şimdi de orman kazasında Süleyman ölmüş” dedi!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.