"Suluova kokusu alıyorum!.."

A -
A +

"Dede abdestli namazlı temiz mi temiz bir insan, yengemiz de son derece titiz bir kimse..."

Amasya'nın Suluova ilçesine yakınlarının cenazesine katılmak için İzmir'den gelen Aliye yengem, geri dönüşte gözüne takılan barakadaki yaşlı adamı bakmak üzere uçakla İzmir'e getiriyor ve soruyor:
"Seni burada huzurevine yatıralım mı?"
Dede diyor ki: "Yavrum beni bulup bu durumdan kurtardınız. Ben çok yaşlıyım. Zaten çok da yaşamam. Beni huzurevine vermeyin!.."
Yengemiz hiç itiraz etmeden tamam diyor. Dede abdestli namazlı temiz mi temiz bir insan, yengemiz de son derece titiz bir kimse. Allah yengemize bir istek veriyor. Dededen hiç tiksinmeden yenilediği evde iki yıl boyunca dedemize "babası gibi" bakıyor.
Dede akciğer kanseri ve rahatsızlığı sebebiyle ifrazat sıkıntısı yaşıyorlar. Yengem "sık sık hamama götürüyordum" diyor. "Dede için sakat arabası da aldım arabama koyup hamama götürüyordum. Orda kapıda bekliyor yıkatıp alıp getiriyordum. Tertemiz misler gibi baktım helal-i hoş olsun, bir defacık yüksünmedim, severek baktım" diyor.
İhtiyar adamcağızın sonlara doğru iyice ağrıları çoğalıyor. Yani durumu vahim, bakımı zorlaşıyor ama asla şikâyette bulunmuyor aksine severek bakıyor. Yengemiz devam eden tedavi için hastaneye gittiğinde şahit olduğu bir olayı anlatıyor:
"Hastanede beklerken sanki bütün kapılar bizim için açılıyordu. O hastane ki iki ay sıra bekleyenler var ama biz gidince Bilal dedemiz için bütün kapılar ardına kadar açılıyordu hikmetini anlamadım..."
Hatta Bilal dedemize bakacak olan bir Prof. Doktor, daha hasta içeri girmeden kendisi kapıya çıkıp diyor ki:
"Burada Suluova kokusu alıyorum. Kim bu Bilal dedemiz gelsin bakıyım!.."
Ayrıca bütün hastane masraflarını bu profesör karşılamış. İlginç olan dedemizi hiç tanımıyor. Doktor dedenin kim olduğunu soruyor yengemiz tanıtıyor. Bu olaydan sonra o doktor ile aile dostlukları devam ediyormuş. Hastanede geçirdiği birkaç gün sonunda dedemiz vefat ediyor. İzmir'e de defnediliyor. "Ziyaretine de devamlı gidiyorum" diyor. Doktora da "Allah razı olsun" derken "bu gibi şeyler de anlatılmaz ki nereden de açtık konuyu" diye mahcup oluyor. Çok da hoşuma gitti. Ben de sadece dua ettim. Dedim ki: "Yengeciğim size bu isteği ve merhameti veren de Allah sizin karşınıza o dedeyi çıkaran da Allah'tır. Sizi sebep olarak göndermiş, o dedeye de Rabbimin bir ihsanı olmuş" dedim.
F.K.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.