Susurluk'a kadar gelsem!

A -
A +

Dönüş seferimde bindiğim otobüs uzunca bir kuyruğun arkasında durmuştu... Feribot hattında yüzlerce bekleyen araç vardı. Ve ben orta kapının açıldığı yerdeki koltukta oturuyordum. Muavin dışarıda sigarasını tüttürüyordu. Hemen merdivenlerden indim. Çantamı ve diğer eşyalarımı yanıma almamıştım. Nasıl olsa gözümle de takip edebilirdim. Soracağımız bir soruydu sadece: -Ne kadar daha buradayız. Bir sigara içecek vaktimiz var mı? -En az 45 dakika... Şu sıraya bakın, biz ancak ikinci feribotla karşıya geçeriz. -Peki, buralarda bir mescit var mı? -Az ileride. -Teşekkür ederim... Mescide doğru yürürken aklıma eşyalarım, cüzdanım geldi. İçimden: "Yarabbi sana emanet ettim" dedim. Namaz sonrası tekrar otobüsüme geri döndüm. Ama baktım, benim koltukta başka bir yolcu oturuyordu: -Özür dilerim efendim ama bu koltukta ben oturuyordum. -Nasıl olur? Bu koltuk benim... -Ben yanlış mı bindim yoksa? Bu filan firma değil mi? -Evet. -Peki, nereye gidiyor? -Antalya'ya -Aman Allah'ım yanlış binmişim... Hemen inip kuyruktaki tüm otobüslere baktım. Ama ne çare? Bizim otobüsü bir türlü bulamıyordum. Çaresiz, az önce yanlış bindiğim otobüse geri döndüm. Kaptan şoföre sordum: -Benim otobüsümü bulamıyorum da, bana yardımcı olabilir misiniz? -Nereyeydi yolculuğunuz? -Aydın'a. -Sizin otobüs feribotta kardeşim. -Peki, yetişme imkânımız yok mu? Aradaki mesafe yaklaşık 45 dakika. Her ne kadar molayı aynı tesiste versek de biz vardığımızda onlar çoktan gitmiş olacaklardır. O yıllarda cep telefonu da yaygın değildi. Dedim ki: -Belki yetişiriz belli mi olur? Ben, Susurluk'a kadar sizlerle gelsem bir mahzuru olur mu? -Olmaz beyefendi, bir tane bile boş koltuğumuz yok. -Olsun efendim. Ben ayakta gitmeye de razıyım. Peki o zaman siz bilirsiniz. Cebimde sadece çay parası için ayırdığım bozukluklar vardı. Paralar cüzdanda. Cüzdan da çantadaydı. Beş parasız yolda kalmıştım. Ama nedense ben gülümsüyordum. Bugün elime bir diken batsa canım yanarken o gün beni bir denizin orta yerine bıraksalar gene gülümserdim. Zira o gün bambaşkaydı... Antalya'ya giden otobüs feribota geçer geçmez ve insanlardan uzaklaşır uzaklaşmaz, şöyle tenha bir yer aradım kendime. Vapurda en tepeye çıktım. Rüzgârı her cepheden gören bu yerde kimsecikler yoktu. Dalmıştım gene derin düşüncelerimin içine. Bir ses duydum. Merdivenlerden gelen bir ayak sesiydi bu... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.