Geçenlerde bu köşede bir taksici arkadaş korsana karşı, ticari taksilerde gece tarifesinin kaldırılacak oluşuna üzüntüsünü belirtip ilginç bir hatırasını paylaşmıştı. Ben o taksici arkadaşa bir şey demiyorum. Hatta ona verilen cezayı da onaylamıyorum. Daha da önemlisi, taksicilerimize yönelik herhangi bir şiddet hareketini de asla kabul etmiyorum. Ama bu olumlu niyetlerim benim taksicilere kırgınlığımı yok edemez. Ben emekli bir subayım. Yıllardan beri de İstanbul'da oturuyorum. Size niçin korsan taksicilere yöneldiğimi birkaç yaşadığım olayla anlatmak istiyorum. Oturduğum ev havalimanına fazla uzak değil. Havalimanından valizim elimde çıkıp sıradan gelen taksilerden birine biniyorum. Hareket ediyoruz. Birkaç metre sonra taksici gayet normal soruyor: -Nereye Abi? Gideceğim semti söylüyorum. E, taksimetre olarak sekiz ila on Yeni Türk Lirası tutacak bir mesafe. Taksicideki hayıflanmayı tarif edemem: -Uff, yaktın beni abi... -Hayırdır? -Abi bu kadarcık mesafe için, sıradan çıktım ya, daha ne olsun ya... Yolcu olarak bindiğin takside, suçlu konumuna düşüyorsun. Adamda surat oluyor bir karış. Her vites değiştirmesi sanki küfreder gibi. Kendi kendine gücüne gidiyor: "-Ya kardeşim, sen bu taksiciliği, uzun mesafelere giden, kısa mesafelere gitmeyen bir meslek olarak mı yapıyorsun." -Boş ver be abi! Tamam, uzatmaya gerek yok, diyerek seninle konuşmaya bile tenezzül etmiyor. Bu, bir değil iki değil en az sekiz on kere yaşadığım bir olaydır. Hem de farklı taksicilerle. Adamlar kısmetine çıkana razı olmuyor. Hep uzun mesafe hep fazla para alacağı bir iş olsun istiyorlar... Vatandaşa taksici olarak vereceği hizmetin onlar için hiç mi hiç önemi yok... Gına geliyor... Yine yaşadığım bir başka örnek... Yolcu olarak taksiciye el kaldırıyorsun. Şöyle başını eğip seni camdan kesiyor. Tipini mi beğenmiyor, gideceğin istikamet o an hesabına mı gelmiyor, hiç durmadan basıp gidiyor. Ee ama bu arkadaşlar, sonunda bizim gibi "taksi müşterisi" insanları, korsanlarla çalışmaya mecbur ediyorlar. Çünkü insan, ne olursa olsun, kendine değer veren, adam yerine koyan birine yönelmez mi? Ben şimdi ticari taksiler yaşasın, korsanlar palazlanmasın diye, taksicilerin kaprisleriyle mi uğraşacağım. Şimdi mi?.. Ooo? İnanın olanı söylüyorum. Havaalanından indiğimde açıyorum telefonu, bir araç rica ediyorum. Ta duraktan benim için özel bir araç gönderiyorlar. Biniyorum, "Buyurun Efendim"li, "Peki Efendim"li, "Tamam Efendim"li bir kibarlıkla, adresime kadar götürülüyorum. Hem de bazı "paragöz" taksicilerin taksimetre fiyatlarından daha ucuza. Çünkü ayağıma gelmeye para almıyorlar. Bir başka örneğim de şu. Geçenlerde bir bayram ziyaretine gittik. Çoluk çocuk olunca hayli kalabalık olmuştuk. Açtım korsan taksi denilen durağa telefonu. Dedim ki: -Yedi kişiyiz ama bizi taşıyacak bir aracınız var mı? Cevap: -Tamam beyefendi, size göre Kongo tipi bir araç hemen gönderiyorum. Ve yine aynı kibarlıkla gelip ailecek bizi evimize götürdüler. Fark var mı? Hayır... Önemli olan müşteri memnuniyeti... Ama geçtiğimiz bayramda bizim ticari taksi durağında telefonu meşgule almışlardı. Neymiş? Araç olmayınca müşteriyle mi uğraşacaklarmış. Tekrar ediyorum. Kimseye saygısızlık etmek istemem. Bu hatıradan amacım da taksi derneklerinin bu tip taksici mensuplarıyla ilgilenmesidir. Bu tür müşteri seçme ve "para öncelikli" iş düşünme durumunda olan meslektaşlarına gerekli uyarıyı yapmalarıdır. Onlar her şeyi paradan ibaret sanan paragöz oldukları için, bizim bu korsan taksileri, fiyatları ucuz olduğu için tercih ettiğimizi zannediyorlar. Ama işte o noktada yanılıyorlar. Biz pahalı veya ucuz hizmet veren değil, insan olduğumuzu hatırlayan ve hatırlatan insan arıyoruz. Korsanı doğuran taksici esnafının içine yuvalanan bu paragözlerdir. S.H.-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00