"Tamir etmeyi deneyelim mi?"

A -
A +

Tufan Ahmet Usta, sorumdaki samimiyeti anlayınca anlatmaya başladı: -Bak Hocam! Beni buraya gelip ziyaret eden ilk sen oldun. Hem de kendi memleketlimiz olan tam sekiz öğretmen geldi geçti bu okuldan. Kutlarım sizi... Ben pek insan içine çıkmam. Genelde bu atölyemde çalışırım. Bu tepenin çoğu bana ait. Çalışmakla aldım buraları. Şimdiki gençlerde merak da yok azim de. Askerden dönünce babam beni evlendirdi. O zaman buralarda çaydan para kazanan yoktu. Yeni biliniyordu çay. Babamdan izin alıp İstanbul'a çalışmaya gittim. İtalyanlara yeni bir yol inşaatında amele oldum. Ama gönüllü olarak hem kendi işimi yaptım hem İtalyan ustalara yardım ettim. Çok şey öğrendim. Ustalardan biri sağlık nedeniyle ayrılınca usta yaptılar beni. Oksijen kaynağını buralarda bilen yoktu. Ben ise orada öğrendim. Zamanla sorumlu ustabaşı bile oldum. Ağır makineler, vinçler artık elimin altındaydı... Bir gün büyük kepçenin göbek mili kırıldı. Kepçenin can damarı. Yükleme yapan tek araç. Mühendisler kara kara düşünmeye başladılar. İş durdu duracak. Şimdiki gibi uçak işlemiyor. Mühendislere gittim. "Bu mili oksijen kaynağı ile tamir etmeyi deneyelim mi?" dedim. Hepsi yüzüme baktı. "Olmaz ki" dediler. Ben de "nasıl olsa yatıyoruz. Bu parça, gemi ile en az bir ayda gelir. Ben denemek istiyorum." İşçiler yardım etti. Söktük parçayı. Oksijen kaynağı ile koskoca mili özenle kaynatarak birleştirdim. Büyük eğelerle birleşme yerlerini eğeledim. Monte ettik. Önce bir saat boş çalıştırdık. Daha sonra yük ile denedik. İşte çalışıyordu. Mühendisler koştu bana sarıldı. Şirketten bana iki maaş ikramiye ve on beş gün ücretli izin çıkarttılar. Elimdekilere ekleyerek bu araziyi aldım. Tabii o zamanlar buraları sık ağaçlıktı. Yıllarca emek vererek bu hale getirdik. O iş bittikten sonra başka sigortalı işlerde çalıştım. On yıl önce emekli oldum. Köye kesin dönüş yaptım. Hocam, boş durmak bana göre değildi. Köyde bu atölyeyi açtım. O zamanlar çay makası almıştım. Çok çabuk bozuldu. Atölyede bunu iyice inceledim. "Kendim de bunu yapabilirim" dedim. İlk yaptıklarım biraz kaba olmuştu. Zaman içinde şu anda köylülerin çoğunun kullandığı ve beş yıl garanti verdiğim makasları imal ettim. Hem boş durmuyorum, hem de insanlarımıza yararlı bir iş yapıyorum, para da kazanıyorum. -Ahmet Amca seni kutlarım, dedim. Keşke senin azmin, ileri görüşlülüğün diğer insanlarımızda da olsa. Keşke onlar da yeni yeni şeyler üretebilseler... > Ramazan Günhan-Bursa Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.