Tarihi günlük, haberi üç günlük!..

A -
A +

Yıl 1979-80 Erzincan'dayız. Babam DSİ 82. Şube Müdürü. Lojmanda oturuyoruz. Evimize Türkiye Gazetesi posta ile geliyor. Bazen tek tek, bazen üç beş günlük gazete bir arada... Bir gün Numan Dayım Türkiye Gazetesi'nin artık posta ile değil, günlük olarak geleceğini belirtti. Bu gazetenin bize sevdiklerimizden gelen bir mektup olduğunu, her gün gazeteyi davulla zurna ile karşılamamız gerektiğini söyledi. Çok kısa zamanda şehir içinde ve sanayi çarşısında 300 civarında abone kaydı yapılmıştı. İşte o mutlu gün gelmişti. Turgut Amcam, Osman Abi, Dayıoğlu'm Faruk ve ben sabah erkenden GAMEDA bayisine gittik. O zaman gazete uçakla İstanbul'dan Ankara'ya geliyor. Ankara'dan kamyona yüklenen gazeteleri yol boyunca şehirlere bıraka bıraka Erzincan'a kadar geliyor. Erzincan'dan da Erzurum'a gidiyordu. Kamyon aynı güzergâhtan geri dönüyordu. Bu periyot her gün devam ediyordu. Kamyon Erzincan bayisine geldiğinde şoför büyük büyük balyaları aşağıya fırlatıyor. Biz de heyecanla Türkiye Gazetesini atmasını bekliyorduk. Adam bizim paketi en sona koymuş. Uyarmasaydık bekli de atmayacaktı. Bizim paketi atınca o kadar çok sevindik ki, koşarak Hizmet Kitabevine geldik. Bütün arkadaşlar mutluluktan uçtular. İnanılmaz bir sevinç ve bayram havası yaşadık. Şehir içi abonelerini Turgut Amcam, sanayi çarşısını da Osman Abi dağıtmaya başladılar. Enteresandır gazetenin tarihi günlüktü, ama haberleri iki veya üç gün öncenin haberleriydi. Çünkü İstanbul'dan Erzincan'a baskının yetişmesi için gazetenin önceden basılması gerekiyordu. Bir gün Hizmet Kitabevinde oturuyorduk. Burası Türkiye Gazetesi ve Hakikat Kitabevi yayınlarının satıldığı ve arkadaşların sık uğradıkları bir mekândı. Turgut Amcam Erzincan'da yüksek okulu kazanmış. Dolayısıyla dersleri olduğu günlerde gazete dağıtımında kendisine yardım edecek birisi gerektiği konuşuluyordu. Ben de o zaman 14 yaşında orta 3'e giden bir çocuğum. Numan Dayım kim yapabilir diye düşünüp dururken ben dedim ki: -Dayıcım amcama ben yardımcı olayım, sabahları gazeteyi dağıtır öğleden sonra da okula giderim. Numan dayım çok sevindi. Beni öptü ve medeni cesaretimden dolayı tebrik etti. Böylece 14 yaşında gazete dağıtmaya başlamış oldum. O zaman gazete bisikletle dağıtılıyordu. Benim de bisikletim vardı. Şehir içini dağıtmaya başladım. Daha sonra Osman Abi askere gitti. Sanayi Çarşısı'nı dağıtmaya başladım. 14, 15 ve 16 yaşlarım hep gazete dağıtmakla geçti. Öyle ki benim için okul ikinci sıradaydı. Dünyada en kıymetli iş gazete dağıtmaktı. Bu şuur ve ihlasla çalışıyorduk. Maddi hiçbir beklenti aklımızın ucundan bile geçmemişti. Bazı günler GAMEDA dağıtımın şoförü Erzincan'da gazeteyi sanki bilerek atmıyor, nedense Erzurum'a gidip döndüğünde bırakıyordu. Öğleden sonra gelen gazete aboneye geç gidiyor aynı zamanda benim okulumu aksatmama sebep oluyordu. Bu bizim için çok büyük sıkıntıydı. Her gün saatlerce kamyonun gelmesini beklemek zorunda kalıyorduk. Erzurum'a giden Doğu Ekspresi ile Ankara'ya giden Doğu Ekspresi Erzincan'da aynı saatte karşı karşıya gelir 10-15 dakika mola verir, makas değiştirip yola devam ederlerdi. Bu bekleme zamanında ben de trenlerin kompartımanlarında gazete satardım. Bir gün yine trende gazete satarken karşı trenin gittiğini gördüm. Ama o da ne? İstasyondan çıktığımızda baktım ki karşı tren değil, benim içinde olduğum tren hareket halinde... Eyvaah şimdi ben ne yapacağım? (Devamı yarın) Yakup Güner-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.