Telefon çalmadığını, telefonla hatırlamak

A -
A +

Telefonda arayan kişi kırk yıllık arkadaşımın değerli evladıydı... Sağ olsun hâlimi hatırımı sorduktan sonra benden bir konuda bilgi istedi... Ne konuda nasıl olacağını filan konuştuktan sonra dedi ki:

 

-Abi bir de yan masanızdaki arkadaşın telefonunu arıyorum bir türlü ulaşamıyorum, telefonunda bir arıza mı var?

 

Telefon kulağımda iken yanımdaki arkadaşa döndüm ve “Size ulaşamıyormuş, telefonunuzu kontrol eder misiniz?” dedim.

 

O arkadaş da telefonun ahizesini açıp kapattı ve “yoo bir sorun yok” diyecekken içim cızz etti... O anda hatırıma geldi... Telefonuna ulaşılmadığı söylenen bu arkadaş iki hafta kadar önce izne çıkmıştı... O izinde iken de bir gün odada onun telefonu uzun uzun çalmaya başlamıştı.

 

Bizim telefonumuz olmadığı için telefona da bakamıyorduk. Cevap veren de olmayacaktı... Ne yapsak ne etsek derken odadaki arkadaşlar arasında şöyle bir karara varılmıştı.

 

“Arkadaş izinde olduğuna göre telefona cevap veremeyecek. Öyleyse telefon zır zır zır çalıp da hiç olmazsa çalışırken bizi rahatsız etmesin”

 

“Ne yapalım?”

 

“Sesini kısalım”

 

Gitti bir arkadaş, sesini kısmaya çalıştı... Başaramadı. Telefon zır zır zır ötmeye devam ediyordu. Oysa bu işin görgü kuralı en fazla dört defa çaldırıp bırakmak olmalıydı. Derken bir diğer arkadaş “fişini çeksek nasıl olur?” dedi. Herkes “bu daha iyi” deyince sesini kısmak isteyen arkadaş, kolayca telefonun fişini çekiverdi... Oh, artık ses kesilmişti...

 

Fakat unuttuğumuz bir şey vardı... Bu arkadaş döndüğünde telefonun fişinin çekili olduğunu nasıl öğrenecekti. Aradan geçen günler içinde biz de unutmuştuk. O arkadaş geldiğinde nereden bilecekti fişin çekili olduğunu. Hâliyle telefonunu arayan olmuyor zannedecekti.

 

İşte kırk yıllık arkadaşımın evladı beni arayıp da o arkadaşa ulaşamadığını söyleyince hatırıma geldi ve “eyvah, biz telefonun fişini çekmiştik” dedim... Arkadaş da şaşkın- belki de bize bildirmese de haklı olarak üzgün- hemen yerinden kalkıp telefonun fişini taktı ama o esnada “O değil de önemli bir telefon gelir, bakmamış olurum” demesi manidardı... Ah tecrübe... Düşünmemiz gereken şey o fişi çektiğimiz anda, unutulmaya karşı, arkadaşın masasına bir not olarak yazıp geldiğinde hemen fişi takmasını sağlamaktı...

 

Hayati Muhtar

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.