O zamanlar ilkokul mezunu olmak bile az şey değildi. 1955-56 öğretim yılından söz ediyorum. İlkokul 5. sınıftayım. Köyümüz Sarıkamış-Kars yolu üzerindeydi. Şose köyümüzün içinden geçerdi. Hatta halamın kızı Ülker bizim köye "Küçük İstanbul" diyordu. O yıl dersimize yedek öğretmen olarak gelen Cengiz Amcam bir piyes oynatmak istedi. Müsamere derdik piyese. Musahipzade Celal'in "Macun Hokkası" isimli piyesinde karar kılındı. Piyesi 4 ve 5. sınıflar oynayacaktı. Ben piyesi o kadar sevmiştim ki sadece rolümü değil oyunu ezberlemiştim. Prova yapılırken rolünü unutanlara bile hatırlatıyordum. Peki ya biletler? Bilet nasıl hazırlanıp satılacaktı? Köylüde para yoktu ki? Öğretmenlerimiz bilet diye küçük birer imzalı kâğıtlar hazırladı. Her birinin değeri 25 kuruştu. Karşılığı ise o yıllarda ya 2 tezek ya bir teneke saman ya da 10 yumurta. O zaman bir kibrit 5 kuruş bir yumurta ise iki buçuk kuruştu. Biletleri satmak için köyü kapı kapı dolaştık. Kimi gizli kimi açıktan iki tezek veya 10 yumurta veya bir teneke samanı vererek biletlerini alıyordu. Bazıları ailesinden çekiniyordu çünkü. Hasan Dede'nin kapısına geldiğimizde dede de oradaydı: -Nedir ola uşaklar? O kâğıtlar nedir, dedi. -Piyes oynayacağız. Onun için bilet satıyoruz. -O ne ki ola? Hanımı Mine Nene biliyormuş: -Tiyatora herif tiyatora, dedi. Dede yine şaşkın: -Tiyatora mı? Ola siz köçek misiz ki tiyatora oyniyirsiz? Haydi gidin burdan biz tiyatora istemirik. Ama Mine Nene bize göz ederek ahıra gitmemizi söyledi. Bir teneke saman, iki tezek ve 10 yumurta vererek 3 tane bilet aldı. Cemal gadanın yani ağabeyinin kapısına gittiğimizde o da bizi hoş karşılamıştı. O zaman oğlu Cengiz lisede okuyordu. Sonradan inşaat mühendisi oldu. Kara Yolları 12. Bölge Müdürü iken emekli oldu. 3 bilet de onlar aldı. Hüsniye Halamın kocası Osman emmi her ne kadar: "Ola siz delisiz. Hiç malların alafı (yemleri) tiyatoraya verilir mi? Ola mallar aç mı kalsın?" dese de kızları Rahime, Nuriye ve halam da 3 bilet aldı. Biletler satılıyordu. Seviniyorduk. O kadar mutluyduk ki ömrüm boyunca o kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Ne kadar güzel şeymiş küçük şeylerle mutlu olmak. Biletlerimizin hepsi bitti. Hatta öğretmenlerimiz sonradan gelenlere de bilet tanzim ettiler düzenlediler. Oyunu iki defa oynadık. Birincisi erkeklere ikincisi kadınlara. Oyunu köylü çok beğenmişti. Yine oynansın demişlerdi de böyle bir imkânı bir daha bulamamıştık. Durbaba Atilla-Kars > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00