Tosbağa için frene basılır mı?

A -
A +

O yıllar çok heyecanlı çok hareketli yıllarımızdı... Cağaloğlu’nda gazetede matbaada çalışıyor akşamları da karşıdaki Kozyatağı semtinde bulunan evimize gidiyorduk. Bir nevi kıtalar arası gidip geliyorduk işimize...

 

Bu dediğim seksenli yıllardı... Gazetemizin bir de o yıllarda gazete dağıtımından tutun da nakliye anlamında aklınıza gelen envaiçeşit hizmette kullanılan kırmızı renkli Desoto marka bir kamyonetimiz vardı... Kısaca ona “Doç” denirdi piyasada...  Bu Doç’u da Cuma Bıyıklı abimiz kullanıyordu... Çok fedakâr, çok cefakâr bir arkadaşımızdı... Onca işin arasında akşam olduğunda da gece son vapura beni yetiştiriyordu... Cağaloğlu’ndan Sirkeci Arabalı Vapuruna iniyorduk... Ben niye “yetişiyordum” normal saatte gitsem olmaz mıydı? Ne gezer, matbaada işler o kadar yoğun o kadar hızlı o kadar stresli ve o kadar dikkat isteyen bir işti ki saatlerle değil dakikalarla yarışıyorduk öyle söyleyeyim...

 

Yine böyle stres ile yoğrulmuş ama matbaadaki işi kolaylamış olarak Doç’a binmiş arabalı vapura yetişmek üzere Sirkeci’ye gidiyorduk... Nereden laf açıldıysa şoförlerden muhabbet açılmıştı. Ben de kim bilir nereden dinlediğim bir hatırayı özetledim Cuma Abiye...

 

“Bir tane tır şoförü varmış... O gün aracı kullanmak üzere muavine vermiş... Muavin bu, hem tırı kullanmanın sevinç ve heyecanı var hem de koca tırı kullanmanın verdiği stres var... Şoför tırdaki keyifli yataklardan olan arkadaki yatağa uzanmış, dinlenmeye geçmiş...

 

Bu şoför de uykuya geçerken aracı muavine vermiş... Muavin de yola koyulduktan bir süre sonra ileride önünde tın tın tın giden halk arasında tosbağa denilen bir otomobile denk gelmiş...

 

Şoföre seslenmiş:

 

-Usta önüme bir tosbağa çıktı... Bunun için yavaşlayayım mı?

 

Şoför tam dalacağı sırada sorulan bu soru üzerine “tosbağa için frene mi basılır” demiş... Ama ardından muavin bir hata yaparsa diye de eklemiş: “Solla orta şeridi solla geç!”

 

Gülüştük mülüştük... Derken zaten beş altı dakika süren kısa mesafede arabalı vapura yetiştim ben... Harem'de indikten sonra da minibüse binip gideceğim... Cuma Abi de döndü gitti... O da yarın erkenden göreve gidecek yine...

 

Neyse o gece eve gittim... Sabahleyin de göreve geldim. Saat on civarıydı galiba... Arkadaşlar dediler ki:

 

-Abi Cuma karakoldaymış.

 

-Ne karakolu ya?

 

-Abi bir tosbağaya çarpmış... Kavga çıkmış... Karakola götürmüşler... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.