Tövbesine şahitlik ederdim!..
13 Ağustos 2014 01:00
"Tekrar aradığımda taburcu etmiş, köyüne göndermişler. Demek ki hastalık vücudu sarmış!.."
Çocukluğumuzda, hiç ayık gezmeyen bir köylümüzün geçtiğimiz günlerde Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Hastanesinde yattığını öğrenince, inancımın gereği bizden büyük yaşlı bir hemşerimiz diyerek ziyaretine gitmiştim. Hastanede verilen hizmetten çok memnun olup da sağlığı yerinde iken birlikte olduğu çevrenin etkisiyle Başbakanımıza yaptığı eleştirilerden pişmanlık duyup "acaba Erdoğan hakkını helal eder mi?" deyince de sevmeye başladığım ihtiyar köylümüzü ikinci defa ziyarete gittiğimde odasında bulamayınca şaşırdım. Sağa baktım, sola baktım. Benim onu aradığımı anlayan koğuştaki diğer hastalar bilgi verdi:
-Taburcu olmadı. Aşağı filan inmiştir, birazdan gelir.
Gerçekten birkaç dakika sonra odaya, yatağına geldi. Beni görünce yine sevindi. Ben de hediyesini verirken şaka bile yaptım:
-"Yoksa öte tarafa mı gitti?" diyordum ama henüz buralardaymışsın.
-Pek gelenim gidenim yok, burada beni garip koymadın. Allah senden razı olsun, diye dua etti...
Birkaç gün sonra tekrar aradığımda hastaneden taburcu etmişler. Evine göndermişler. Demek ki hastalık vücudu sarmış... Bir vesileyle memlekete gittiğimizde aklıma o geldi. Evinde ziyaret etmek istedim. Dediler ki:
-Durumu ağır. Kimseyi tanımıyor.
O zaman hane halkına fazladan sıkıntı olmayayım diyerek gitmedim. İstanbul'a döndükten bir hafta mı on gün mü sonra vefat etmiş.
Dediğim gibi, bizim köyümüzün geleneği sıkıdır. Bir insanın vefat ettiğini duyduklarında herkes birbirine sorar:
"Cenazelere gider miydi, camiye gelir miydi?"
Eğer, vefat eden sağ iken cenazelere gider taziyelere katılır, camiye devam ederse, köylü onun da cenazesine giderdi. Bu özellikler o kimsede yoksa o kimse için "beynamaz- (bînamaz)" denir "fâsık" denir kimse cenazesine gitmez, ailesinden birkaç kişi cenazeyi kaldırırdı.
Bunun cenazesinde de köylü soruyor birbirine. Alınan cevap olumsuz olunca köylü cenazeye katılmıyor ve ailesinden birkaç kişiyle kaldırıyorlar cenazeyi. Bu hâli gören alkolik arkadaşı tövbe ediyor ve diyor ki: "Rahmetliye sağlığında iken demiştim, gel bu işreti bari gizli yapalım. Yarın kimse cenazemize gelmez."
Ben onun cenazesinde yoktum ama eğer köyde olsaydım cenazesine katılır ve "mevtayı nasıl bilirdiniz" diye soran imam efendiye hastanede söylediklerini anlatır ve tövbesine şahitlik ederdim...
Yılmaz Delikanlı-İstanbul