Üç yıl gelmeme garantisi mi?

A -
A +

“Ben, âdeta canımı kurtarmak için uğraşıyorum, neden üç yıl gelmemek için garanti vermeyeyim?”

 

 

 

Uppsala Üniversitesi'nde master derslerine başladıktan sonra, Fransa'ya gidip fabrikadan bir araba satın almak üzere yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

Kış mevsimi olmasına rağmen saatlerce otellerde bir oda aramak zorunda kaldım. Güçlükle uyduruk bir oda bulabildim. Sonra da sigorta meselesini çözme işine eğilebildim. Birkaç gün problemi çözmek için uğraştım. meseleyi çözemeyince, Frankfurt'a gidip, bu kez her ihtimali de göz önünde bulundurarak, fazla miktarda mark satın alarak Paris'e geri döndüm. Doğruca sigorta şirketine giderek sigorta ücretini yatırmak istedim. Sigorta şirketi arabayı ancak altı ay için sigorta edebileceğini, bir yıl ettirmek istediğim takdirde, içişleri bakanlığından, yani polisten özel izin almam gerektiğini söylediler.

 

Bunun üzerine polise gittim. Fakat derdimi anlatamadım, polis bir çözüm üretmemek için âdeta ayak diretiyordu. Geri dönüp, sigortanın avukatına gidip durumu anlattım. Uzun telefon görüşmelerinden sonra çözüm bulundu. Polise, üç yıl süreyle Fransa'ya arabayla hiç gelmeyeceğim konusunda yazılı garanti verirsem, arabayı bir yıl sigorta ettirebileceğimi söylediler. Ben, âdeta canımı kurtarmak için uğraşıyorum, neden Fransa'ya üç yıl gelmemek için garanti vermeyeyim? Polise gittiğim zaman konu edilen kâğıdın hazır olduğunu gördüm. Gerçekten de, "Fransa'ya üç yıl arabayla gelmeyeceğim" diye yazmışlardı. Ben Paris'in müzelerini, caddelerini ve parklarını çok güzel bulmama, dolayısıyla tekrar gelmek istememe rağmen, üç rakamının önüne bir sıfır yazarak 30 yıl yaptım.

 

Polis benim Fransızca bilmediğimden dolayı üçü otuz yıl yaptığımı sandı. Fakat ben öfkeyle, otuz yıl değil, bir daha Fransa'ya hiç gelmeyeceğimi söyleyince, benim bilinçli olarak değişikliği yaptığımı anladı ve "keyfin bilir" der gibi, elini havaya açtı. İsveç'e gidince "bürokrasi" sözcüğünün anlamına ansiklopedilerden baktım.

 

"Yanlışlık yapmamak için ortaya konulmuş kurallar toplamı" türünden bir şeyler yazılıydı. Bu tanımda hiçbir insani boyut yoktu. İşte adıyla sanıyla, sözcüğüyle, felsefesiyle Türkiye'deki bürokrasinin alındığı ana vatanında yaşadıklarım bunlardır...

 

        Asst. Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.