Bu sene iki olay yaşadım. İkisi de beni etkiledi. Ama hatıra olarak sizlere arz etmek için kendimde güç bulamadım. Fakat şimdi bu hafta sonu yaşadıklarım elimde olmadan bu satırları yazdırıyor. Hazreti İbrahim aleyhisselamı ateş yakmamıştı... Onu yakmak için mancınığa koymuşlardı. Ateşin tam ortasına fırlatmışlardı. Bu esnada Cenab-ı Hak ateşe şu emri vermişti: "Ey ateş! Onun için soğuk ve selâmetli ol, onu yakma!" Allah dilerse ateş yakmadığı gibi dilerse su da ıslatmazdı... Suyun ve ateşin ilme saygısına Karabük'te şahit olmuştum... Maddi ve manevi rızıkları gönderen Allahü teâlâ bu olayları ve hikmetlerini görmek için bana o yolları nasip etmişti. İbret nazarıyla bakmama vesile olmuştu. Efendim ilim ne kadar kıymetli. Biz ise bu kıymeti bilemiyoruz. Birkaç ay önce Tozan Ağabeyin evinde çay beklerken, akvaryumun rahatlatan sesi, kafamı oraya çevirip bakmama sebep olmuştu. Dizili kitaplar da o zaman gözüme çarpmıştı. O akşam hiç beklemediğimiz bir haberle sarsılmıştım. O odada akvaryum motoru yangın çıkarmış her şey yanmış, ateşin şiddetiyle tavan çökmüş, akvaryum patlamış, üç itfaiye yangını zor söndürmüş. İtfaiyeciler şaşırmış halde kitabın üzerindeki isi silip okuyorlar ve yangında yanmadığına hayret ediyorlar. "Seadet-i Ebediyye yazıyor üstünde" diye birbirlerine söylüyorlar. "İşte ateşin şiddeti, ilme karşı olan edebi ama bizde nerede o idrak?"diye geçirdim içimden. Daha bu hayret ve ibret verici olayı unutamamışken yağmur mevsimi geldi çattı. Çatı katında oturan arkadaşım kendine göre tedbirler alıyor. Karahallıya diyorum, "Bunlar yetmez ama bu kışı atlat bakalım." O akşam Mektubat-ı Rabbani'yi masanın üzerinde unutuyor. Gece şiddetli yağmur ve misafir odası su içindedir. Sabah fark ediyorlar ve şoke oluyorlar. Su bastığı için değil elbette... Unutulan kitabı alıp hiç ıslanmamasının şaşkınlığını yaşarken, kitabı aldıkları anda aldıkları yere "foşş" diye su boşalıyor. Beni heyecanla arayıp bu hâli bildirdiğinde benim kafamda şu düşünce oluşmuştu: "Ecdadımız ilme verdiği kıymet ve dine gösterdiği hürmet sebebiyle, Kur'an-ı kerimi sabaha kadar ayakta bekledi. İşte su da bu ilim hazinesi eseri ıslatmamak için sabaha kadar akmamak üzere bekledi." İşte gözüme gözüme sokulan suyun ilme gösterdiği edep... Fakat bizde yine ilme karşı saygı yok... Okumamaya karşı nereden geldiğini bilmediğimiz ısrarlı bir direnç. Fakat bu anlatacağım üçüncü olay artık benim direncimi kıracak kadar güçlüydü. Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00