Ülkemden başka yerde yaşayamam...

A -
A +

“İşçilerimize izinli olarak Türkiye’ye dönecekleri zaman valiz almaya niyetlendiklerinde bile diyordum ki...”

 

 

 

“Ülkemden başka bir yerde yaşayamam” diye başlardı rahmetli İbrahim Cevahir Ağabey hatıratına… Tarihe Not Düşüyorum isimli kitabında şunları söylemişti: “Bazı inanlar vardır, dünyanın her yerinde yaşar. Ben, ülkemden başka bir yerde yaşayamam. En tehlikeli ideolojik akımlardan, Marksist, Leninist, Maocu, Dev-yol, Dev-sol, Komünizmin Türkiye’de tehlikeli olduğu devrede bile tek kelime söylemişim:

 

“Ülkem komünizme de düşse, ben ülkemden başka bir yerde yaşayamam.”

 

Toprağım, havam, suyum, ecdadım, atam, kabristanım geçmişim ve geleceğim her nem varsa bu ülkededir. Kaldı ki bizim yurt dışında çalıştığımız devreler, ülkemin 1 cente muhtaç olduğu bir devredir. (Bu bir cente muhtaç sözünü bu deyimi ilk defa 1976 yılında “70 cente bile muhtacız” diyerek Süleyman Demirel söylemişti. Cent, çoğu ulusal para birimi için temel para biriminin 1⁄100'üne eşit olan para birimidir.)

 

Onun için ben orada çalışan işçilerimize izinli olarak Türkiye’ye dönecekleri zaman valiz almaya niyetlendiklerinde bile diyordum ki:

 

“Ya çocuklar acele etmeyin. Poşetinizi bir iple filan bağlayın da gidin memlekette alın valizinizi. Paranızı İstanbul’a indikten sonra kullanın olur mu?”

 

Biz çalışan çocuklara hep bu tavsiyede bulunurduk. Çok çocuğumuz da bu tavsiyeye uyuyor ve öyle düşünüyordu. Bu vesileyle kanaatim şudur ki bir insan milliyetini, muhafazakârlığını, demokratlığını, merhametini, her türlü insanlığını ve insanî düşüncesini ülkesi hesabına yapmak zorundadır. Buna mecburdur. Yani kim olursa olsun bundan başka şey yapamaz. Biz vatansız yaşamanın ne olduğunu iyi biliyoruz.

 

Türkiye’nin Güney sınırında Suriye’de yaşanan ve sadece Müslümanlık adına değil insanlık adına utanç verici olan sokak kavgaları, birbirine düşme hâli ve halkına sahip çıkabilecek bir devletin kalmaması sonucu canlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeli vatandaşın perişan hâli, zannederim vatansız kalmanın ne demek olduğuna manidar bir örnektir. Bu vesileyle Libya’da yaşadığım bir hatıramı paylaşıyorum:

 

Bir mühendisimin çoluk çocuğu geliyordu Libya’ya. Mühendisim ise şantiyeden gelemiyordu. Havaalanından onun çocuklarını almaya gidiyordum. Trafikte ilerlerken bir yerde az ileride trafik lambası sarı yandı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.