En büyük oğlum üniversiteyi kazanınca, ona ayırdığım vakit ile Çocuk Esirgeme Kurumlarında ilgi ve şefkat bekleyen bir çocukla ilgilenmek istemiş ve bu düşüncemi yetkililere iletmiştim. Onlar da bana bunun adının "gönüllü annelik" olduğunu söylemişlerdi. Böyle bir isteği yerine getirmeme yardımcı olabileceklerini söylemişlerdi. Ben dilekçemi vermiş, adliyeden temiz hâl kâğıdı almış, diğer prosedürleri tamamlamıştım. Bana eve dönüp beklememi, gelip ev ziyareti sonrası durum değerlendirmesi yapıp isteğimin gerçekleşeceğini söylemişlerdi. Ama ne yazık ki uzun süre gelen giden olmadı. Tekrar gittim. Dilekçemi kaybetmişler. Tekrar yazdım ve teslim ettim. Beklememi söylediler. Bekledim ama gelmediler. Tekrar gittim. Benimle pek ilgilenmediler. Bunun üzerine, konuyla ilgilenen vali yardımcısına gittim. Sağ olsun ilgilendi. Yanımda telefon açtı. Bana "evime gelip görüşeceklerini" söyledi. Eve dönüp beklemeye başladım. Yine gelmediler. Artık, bu ihmalleri kime şikâyet edip isteğimi kime bildireceğimi bilmediğim için vazgeçtim. Demiştim ya üç oğlum vardı. Sırayla üniversiteyi kazanıp giden oldukça ilgilendiğim çocuk sayısını artıracaktım. Şimdi aradan 6-7 sene geçti. Büyük oğlum üniversiteyi bitirdi. Yüksek lisans yapıyor. Ortanca oğlum üniversite 4'te okuyor. Kayınpederim bir buçuk sene önce vefat etti. En küçük oğlum bu sene lise son sınıfta. Evet, vaktim var ve halen bu isteğim devam ediyor. Ama Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki çocuklara ulaşıp onlarla ilgilenmeyi başaramadım. Eğer başarabilseydim şimdiye kadar kaç çocukla ilgilenirdim bilemiyorum. Ama şevkimi kırdılar. Ekranlarda "Bu çocukların sevgiye ihtiyacı var" diye ahkâm kesenlere sesleniyorum: "Eğer bana müsaade edilseydi ben evdeki sorumluluklarım azaldıkça ilgilendiğim çocuk sayısını artırıp en azından bir grup çocukla ilgilenecektim. Bir iki çocuk dememek gerekir... Denizin kenarında kıyıya vuran denizyıldızlarını denize fırlatan duyarlı insanın hikâyesini bilirsiniz... Arkadaşı ona "Görmüyor musun? Bunlardan milyonlarca var. Hepsini kurtaramazsın ki" dediğinde yerden bir denizyıldızını daha alıp denize fırlatarak "ama bunun hayatını kurtarabilirim" demişti. Evet, ben de "hepsine yetişemesem de yetişebildiğim kadarının dünyasını değiştirebilirim" diye düşünmüştüm. Benim de hayattaki düsturum bu idi. Elimden geleni yapayım, oturduğum yerden "ah vah" demeyeyim. Ama maalesef bu düşüncemi uygulamaya geçiremedim. Saygılarımla... Aliye Cebe-Denizli > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00