Yanlışı örnek almak!

A -
A +

Ne kadar samimi duygularım varsa, bir komşu çocuğunu görünce gönlümden gideyazdı... Başka ülkeden gelip yan komşumuz olmuşlardı... İnsan ilk başta ister istemez kaynaşamıyor... Ama zaman içinde temkinli merhabalarla ortak bazı kelimeleri kullanmaya başladıkça arkadaşlıklar da oluşmaya başlıyor...

 

Kapılarda başlayan merhabalaşmamız bir bayram ziyaretinde evlerine gitmeye kadar vardı. Bayramlaşmak için ziyarete gittiğimiz evde, evin dört beş yaşlarındaki çocuğu Mülk suresini ezberden okuyordu... Bu ne kadar hoşuma gitti... Nasıl imrendim anlatamam...

 

Diğer yandan sekiz yaşındaki kızı da düzenli olarak namazını eda ediyormuş... Bu mütedeyyin komşularla tanışmak içime bir huzur verdi...

 

Tam o anda bir şey dikkatimi çekti... Mülk suresini okurken koltukta duran kitabı aldığında fark ettim onun Mushaf-ı şerif olduğunu. Ama bizim kültürümüzde Kur’ân-ı kerime hürmet çok önemliydi... Ceddimiz Osman Gazi’nin yorgun olduğu hâlde yatmak üzere yatağa uzanırken duvarda asılı Kur’ân-ı kerimi görünce “Kur’ân-ı kerîm bulunan bu odada ayakları uzatıp yatmak doğru olmaz!” dediği ve bir müddet Kur’ân-ı kerîmi alıp okuyup sonra da bağrına basarak sabaha kadar edep üzere beklediği rivayet edilir...

 

O anda o çocuğu niçin bu konuda bilgilendirmedim, neden böyle bir öz güvenim olmadı hâlâ üzülüyorum... Ben dinimi yeni yeni öğrenmeye başladığım için mi, çocuklarımı o çocuklar gibi böyle Kur'ân-ı kerim tilavet edecek şekilde yetiştiremediğim için mi bilemiyorum...

 

O günden sonra içimde dinî kitapları okumaya karşı da bir gevşeklik oluştu. Namazlarımı huzur içinde kılamaz olmaya başladım. Hatta dua etme isteğim bile azaldı; ağzımın içinde bir iki cümle söyleyip seccadeyi katlar oldum.

 

Oysa yeni ramazanı şerif ayından çıkmıştık. Öncesinde “deprem korkusuyla daha çok sarsılmış ve dinimize sarılmıştık ne oldu da böyle oldu?” derken aklıma bu olay karşısında sessiz kalışım geldi ve hemen tövbe ettim. Bir daha böyle bir manzara karşısında sessiz kalmayacağıma söz verdim. Ahir zaman ve zemin kaygan. Bu büyüklerin yolunda olmak, kitaplarını okumak büyük nimet ama bunlar bize zimmetlenmiş değil. Kuş gibi elimizden uçup gitmeye hazır Allah muhafaza. Bir söz, bir bakış, bir duruş veya sessiz kalış. Kurtuluş gemisindeyim diye güvenmemeli bir bakmışız dalgaların ortasında boğuşuyoruz.

 

Her gün kendimizi kontrol etmeliyiz...

 

     İlknur Şahin

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.