"Azılı suçlu Necmettin ile askeriyenin en kuytu köşesinde kimsenin olmadığı bölgesinde yapayalnızdım!.."
Bir sabah Necmettin'in böğürtüsüyle uyandık. Ortalığı yıkıyordu âdeta. Tüm dolapları tekmeliyor, avazı çıktığı kadar bağırıyor, koğuşları tek tek dolaşıyor ve önüne gelene de tekme tokat saldırıyordu. Namından olacak ki iri yarı askerler dahi kendisine karşılık vermiyordu.
Bir vukuatı sonrası Necmettin yine askerî cezaevinin yolunu tutmuştu. Tam 1.5 ay kalacaktı. Bütün bölük olarak kelimenin tam anlamıyla rahat bir nefes almıştık. Askeriye artık bambaşka bir durumdaydı. Meğer huzur ve sükûnet içindeymişiz de haberimiz yokmuş, dedik.
Ve o gün de geldi çattı. Şahsen huzurum bozulmuştu. Çünkü Necmettin cezasını doldurmuş ve geri dönüyordu. Moral bozulmasından başka yapacak bir şey yoktu. Neyse, Necmettin bölüğe geri döndü ve farklılığını yine göstermeye başladı... Bir akşam vaktiydi. Mescide namaz kılmak için gidiyordum. Necmettin'i gördüm.
"Sen de namaza gelsene" dedim. Açıkçası bunu derken de hiç umudum yoktu, çünkü Necmettin şimdiye kadar, daha önceki çağrılarımın hiçbirine olumlu cevap vermemişti. Ama Necmettin "tamam, geliyorum" demesin mi? Çok sevinmiş bir o kadar da şaşırmıştım. Neyse birlikte mescide gittik. Abdest almayı bilmiyordu. Zevkle tekrar tekrar anlatarak ve bizzet kendim alarak öğrettim. Namaz kılmayı da bilmiyordu. Birlikte cemaat yapıp kıldık. Ben ne yaparsam aynını yaptı.
Yaşadıklarıma ben bile inanamıyordum. Üsteğmeni dahi bıçakla kovalayan azılı suçlu Necmettin ile askeriyenin en kuytu köşesinde, kimsenin olmadığı bölgesinde yapayalnızdım.
Namaz bittikten sonra Necmettin bana sarıldı:
"Allah senden razı olsun, ben hayatımda böyle rahatlamamıştım, sanki kuş gibi hafifledim" dedi.
Meğer ki hayatında ilk defa namaz kılmış. İçkiye ve uyuşturucuya da tövbe ettiğini söyledi. O gün öğrendim ki Necmettin hayli güç olaylar yaşamış. Babası annesini kesmiş. Bu durum da onda ciddi psikolojik hasarlar ve şiddet eğilimine yol açmıştı.
O günden sonra Necmettin artık peşimi bırakmaz oldu. Daha namaz vakti girer girmez, "Hocam camiye gidelim" diye bir anda yanımda peyda oluyordu.
Bununla da yetinmiyor, her akşam benden dini ders alıyordu. Kısa zamanda tüm namaz surelerini ve duaları, hatta Kur'an-ı kerimi öğrendi. Devamı yarın