Yeter ki ondan iste...

A -
A +
"Mezarlık kapısında bir adam belirdi. Sokak lambasının ışığından gördüğüm kadarıyla yabancı biriydi..."

Ayakkabı tamircisi "evli misiniz?" soruma yutkunarak cevap verdi:
-İşte henüz o nasip olmadı. Tek başarısız olduğum konu evlilik. Aslında ben evlenmek istiyorum da bizim yörede benim gibilere sakat gözüyle bakıyorlar. Hâlbuki ben sağlam olan çoğu insanın yapamayacağı şeyleri başardım. Kendime ait dükkânım var. İki yıl önce evimi de aldım. Özürlü motosikletimi de şehir içinde her işim için kullanıyorum. Belediye Başkanı benim gayretimi gördüğünden dolayı bu dükkânı bana tercihen kiraladı. Allaha şükür dokuz yıldan beri de Bağ-Kur'umu ödüyorum. Kimseye muhtaç değilim ama kendi köylülerimin gözünde ben hâlâ sakat bir ayakkabıcıyım.
Sanki ustanın yarasına tuz basmış gibiydim.
-Peki bu engelinizden dolayı toplumdaki insanlardan zarar gördünüz mü?
-Ah hocam, ne insanlar var. İki defa evlilik için dolandırmaya çalıştılar. Bu motosikleti almamın sebebi de can güvenliğim için. Başını ağrıtmayacaksam anlatayım.
-Anlat.
-Beş altı yıl önceydi. Bir akşam müşteriler geç gittiği için dükkânı her zamankinden geç kapatmıştım. Pınarbaşı mezarlığından yukarı yavaş yavaş evime çıkıyordum. Yol çok tenha idi. Mezarlık kapısında bir adam belirdi. Sokak lambasının ışığından gördüğüm kadarıyla yabancı birisiydi. Mecburen yukarıya doğru yürümeye devam ettim. Tam önünden geçerken, adam birden üzerime atıldı. Beni mezarlıkların içine çekti. Bir eliyle boynuma bıçak dayadı.
Kimliğim hariç cüzdanımda ne varsa kolumdaki saati vb. aldı. Kurtuldum derken öyle bir yumruk vurdu ki başımı mezar taşına çarpmışım.
Yoldan geçen insanlar devlet hastanesine götürdüler. İki gün hastanede yattım. Sonra ağabeyim biraz yardım etti ve bu özürlü motosikletini aldım. Şimdi işime gelip giderken bu motosikleti kullanıyorum.
Bu arada usta botlarımı da tamir etmişti.
Ücretimi ödeyip botlarımı alıp evin yolunu tuttum. İki yıl boyunca ayakkabı tamiratında hep ona gittim. Sonra tayinim Orhaneli'ye çıkmıştı. Oradan da Büyükorhan'a gitmiştim... Aradan beş yıl geçmişti. Yine bir gün Tahtakale semtinde işimden dolayı dolaşırken usta aklıma geldi. Dükkânına gittim, elindeki yüzüğü görünce evlenmiş olduğun anladım.
-Evlilik tamam mı, ustam?
-Şükürler olsun hocam. Hem de baba oldum. Allah insanlara ne güzellikler nasip ediyor, yeter ki ondan iste, dedi...
          Ramazan Günhan-Bursa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.