"Yoksa sen o kız mısın?"

A -
A +

Konu komşu cenaze haberiyle birlikte amcanın karısı hakkında da ileri geri konuşuyordu: "Bir karısı var ki huysuzdu. Bu adamcağız ilgilenirdi bütün her şeyle vb." Çok üzüldüm... Neyse aradan zaman geçti. Bir gün iş dönüşü baktım o evden bir kadın, pencereden bir kadınla konuşuyor. Anladım ki amcanın hanımı. Biraz sokuldum. Kilolu bir hanımdı. Diğer kadınla konuşuyordu. Beni de tanımıyordu: -Teyzeciğim, ben amcayla sabahları... Laf ağzımda yarım kaldı. Kadın feryadı bastı: -Yoksa sen o kız mısın? Sabahları ona gülen, günaydın diyen... -Evet, teyze evet benim. Başsağlığı diledim ama teyze başladı ağlamaya: "Kızım" dedi, "Sen amcana günaydın demişsin ona gülmüşsün ya!" -Evet? -O, önceden senin ona söylediğini düşünmemiş. Seni onu beğenmeyip mutlaka başka birine günaydın dediğini zannetmiş. -Aaa? -Sonra sen onunla konuşunca, nasıl sevinmiş. "Meğer hanım bana dermiş" diye anlatırdı gözleri dolu dolu. Sabahtan akşama kadar seni konuşurdu. "Hanım bak benim kızım bugün 5 dakika geç gitti." Veya "Benim kızım şöyle koşturuyor", "Benim kızım bugün yine günaydın dedi" gibi hep seni konuşur ve senin ardından akşama kadar hem dua eder hem de senin ona verdiğin değeri anlata anlata bitiremezdi. Son günlerinde sen onun can yoldaşı oldun. Ben senden bir şey isteyeceğim. Kızım bak ben onun emanetiyim. Beni de unutma olur mu? dedi. -Tabii teyzeciğim, dedim. Bir isteği olursa söylemesini istedim ve ayrıldım. Ertesi gün baktım teyze erken kalkmamış. Ben de akşam yürüyerek eve gidiyor böylece onun halini hatırını soruyordum. Baktım ki ekonomik olarak da durumu iyi değildi. Bir arkadaşın ablası zekâtını verecekmiş. Bir altını varmış. Bu teyzenin durumunu anlattım ona. O da kabul etti. Teyzeye altını vereceğim ama nasıl? Neyse teyzeye anlattım fakat nasıl da kanaatkâr. Kabul ettirmem çok zor oldu. Meğer garip teyzeciğimin hiç parası yokmuş. Amcanın maaşı da bağlanmamış. Meğer o zekât nasıl da yerini bulmuş. Teyzenin yiyecek bir şeyi bile yokmuş. Hal böyleyken ben onunla konuşuyor bir isteği olursa yerine getirmeye çalışıyordum. Bir ihtiyacını alırsam bana parasını da muhakkak veriyordu. Bir komşu bana dedi ki: -Sen o kadınla ne ilgileniyorsun, o çok huysuzdur. Kimseye gülmez, yedirmez içirmez. Kimseyi istemez. Bir kızı var, onunla bile anlaşamıyor. Gelmiyor kızı bile. Bir tuhaf oldum... -Olsun, ben bir şey beklemiyorum, deyip konuyu kapattım. Ertesi sabah enteresan bir durumla karşılaştım. Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.