Yrd. Doç. Dr. Ömer Parmaksızoğlu

A -
A +

Araca biner binmez şoförüm, kaza geçirdiğini söyledi. Öğrendim ki Ömer Hocam çoktan kanatlanıp sekiz uçmağa uçmuş. Erzincan'a geldiğim 2007 yılında ilk tanıştığım kişilerden birisiydin Hocam. Seni çok tavsiye etmişlerdi: "Ahmet Çimen ve senin gibi düşünen birisi daha var" demişlerdi Erzincan'da: "Kızılay Şube Başkanı Ömer Parmaksızoğlu..." Tanıştıranlardan Allah razı olsun. Tanışmış ve çok memnun olmuştum. Bugün cenazende imam soruyordu: -Merhumu nasıl bilirsiniz? - Şehadet ederim ki Ömer Hocam, tanıdığım insanlar içinde en iyilerden birisidir. Ah Hocam... Hani bir ev yanmıştı bir gün eşyalarla beraber. Çok büyük bir yangındı. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tabiriyle "Garip gureba, fakir fukara" idi. Sana gelmiştim. Daha cümlem bitmeden "Aksu Çarşı'dan Ömer Aksu'ya gidelim. Oraya olan 1000 TL'ye yakın borcunu sildiririz" demiştin. Gerçekten de öyle olmuştu. Benim gibi, senin iyiliğine manevi âlemde şahitlik yapacak aracınla gitmiştik. İnanıyorum ki aracının her bir parçası, oturduğun o koltuk hepsi "Ben Ömer Hoca'mın ömrünü nasıl iyi işlerde harcadığına şahitlik yaparım" diyecekler. Ömer Aksu Bey, sen de şahitsin değil mi? Beraber gelmiştik Ömer Hocamla bir yangını söndürmek için. Hiç kırmamıştın bizi. Belki o zamanlar benim de bir hissem olacağını düşünmüştüm bu borç silme işinde. Oysa bugün cenazede gördüğüm binlerce insanın oraya koşup gelmesinden anladım ki ben orada sadece bir gölge imişim. Gerçekte işi çözen Ömer Hocam imiş. Bir gün bir ailenin sıkıntısını aktarmak için Kızılay Hastanesindeki mütevazı odana gelmiştim. Hemen bir bakkalın adresini vermiş ve "Gidip oradan günlük nafakalarını alsınlar. Parasını düşünmesinler" demiştin. Ne dualar almıştın. Ne dualar alıyordun. Halen ne dualar almaktasın. Emniyet Müdürüm Dr. Ahmet Çimen ve seninle beraber geçirdiğimiz zamanlarda çok güzel konular görüşmüştük. Çok zevkli sohbetler yapmıştık. Erzincan halkı için çok şeyleri sonuca bağlamıştık. O da "Önce İnsan" derdi hep. Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nün, Erzincan halkı için düşündüğü en büyük projeyi bütün kalbinle desteklemiştin. Sana bir sürpriz yapacaktım bilmiyorum hissediyor muydun? Bir Ramazan Bayramında hasta olduğun günlerde, Emniyet Müdürüm Sayın Dr. Ahmet Çimen'le seni evinde ziyareti planlamıştım. Hani, ortak yürüttüğümüz bir projemiz vardı ya. Yardım edilen ve edilecek aileler üzerinde ortak çalışıyorduk. Senin aracılığınla fakirlik ızdırabından bir nebze de olsa kurtardığın insanları getirecektim sana. Eğer onların hepsi gelebilseydi bugün cenazene katılan binlerle insandan daha az olmazlardı. Onlar senin hem bu dünyada hem de öbür âlemde şahitlerindi. En son 5 gün önce konuşmuştuk. Gülhane Askerî Hastanesinde istirahatte iken? Bir an önce gelip hizmetlerine devam etmek istediğini söylüyordun. Ciğerinin yarım kilosunu bu insanların ızdırabını yudumlarken kaybetmiştin. Hep "Buna da şükür, bu da geçer, verene şükürler olsun" diyordun. Allah'ım bu ne tevekküldü? Bu ne teslimiyetti? Bugün Terzibaba Mezarlığında gözlerim seni aradı. Orada bulunan şaşkın kalabalığın içinde seni göremedim. Sonradan fark ettim ki sen onların içinde en öndeydin. O kalabalığa ders veriyordun. İnsanlık dersi, şefkat dersi, yardım dersi, insan sevgisi dersi. O dersi Erzincan'a geldiğim ilk günden beri alıyordum senden. Son gün de aldım. Erzincanlıların başı sağ olsun. Nuri Ateş-Erzincan Emn. Md. Yrd. Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.