“Elbet bu kara günler bir gün biter bahtım açılır yüzüm güler” diye umutlanır Zeynep”
Geçtiğimiz hafta başlayan bu çile dolu hatırada özetle, Zeynep halamın analık elinde, çocuk yaşta gelin verilme sözünü, alınan başlık parasını, askerdeki nişanlısının ise Alman Harbi yıllarında iki buçuk sene sonra gelecek olmasını; babasının aldığı başlık parasını yiyip bitirmesini, bu süreçte köyde çıkan salgın hastalıktan insanların ölmesi üzerine sonra “Ya gelin olmadan Zeynep de ölürse dünüre başlık parasını geri veremem” diyerek babası Bekir’in dünürü Ali’ye gidip gel kızı gelin al götür demesi ve o hâliyle, damatsız eve gelin olmasına karar verilen Zeynep halamı köydeki şifacı Beyaz teyze teselli eder, demiştik...
Bu konuşma üzerine servi boylu Zeynep’in yüzü az da olsa güler. Yaşama sevinci Zeynep’in o masum temiz ama kırık kalbinde tekrar yeşerir. Zeynep hafif esmer, uzun boylu güzel de bir kız ama bu sair hastalık onu da bayağı yıpratmıştır. Yine de her şeye rağmen yaşamak güzeldir. “Elbet bu kara günler bir gün aydınlanır bahtım açılır yüzüm güler” diye umutlanır Zeynep.
Babası Bekir, kızın hem öksüz hem de hasta bu hâliyle gelin olmasına tabii ki kahrolur. Onu da bu mecburiyet derinden üzer. Bir tarafta fakirlik bir yanda çaresizlik derin bir çıkmazın içindedir. Baba yaşlı, kardeş askerde; hanım ve anne ölmüş. Bir sürü çoluk çocuk sahipsiz. Bekir sabah kalkar ilçe merkezine gider. Çeyizlik biraz öteberi alır. Bir keçe bir kat yatak yaptırır. Beş metre basma alır getirir. Alelacele dikerler Zeynep’e giydirirler. O basma elbise Zeynep’in gelinliği olur.
Ertesi gün Göksu’dan düğün alayı atlarla gelir. Akşam halaylar çekilir oyunlar oynanır. Gelen düğün alayındaki erkekleri köy halkı herkesi bir iki kişiyi evine götürür misafir eder. Kadınlar ise gelin evinde kalırlar. Kına yakar sabaha kadar eğlenceler yaparlar. Sabahleyin gelen düğün alayı ve köy halkı gelinin evinin önüne gelir. Düğün yemeğini yerler, sonra dualar ve tekbirlerle gelini çıkarıp ata bindirip götürürler... O zaman âdet böyle idi...
Akşam Zeynep için kına gecesi yapılır. Konu komşu toplanır, halaylar çekilir. Herkes neşeli, içlerinde pek neşesi olmayan bir kişi vardır o da öksüz Zeynep’tir.
Tam da bu mutlu gününde bu kına gecesinin, gelin olmanın, hayatında yeni bir dönemin başladığı günde; kuşlar gibi hafif ve neşeli olması gerekirken Zeynep boynu bükük çaresiz ve üzgündür... DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...
Anneannemin hayatını kaleme aldığınız için çok teşekkür ederim.rabbim ona ve bütün olmuslerimize rahmet eylesin mekanları cennet olsun