20 Ocak katliamı (Qara Yanvar)

A -
A +

Sovyetler Birliği 70 yıl süren, gayri insani, merhametsiz ve iptidai bir sistemdi. ‘Milletler hapishanesi’ olarak da addedilen yapı Türkistan, Azerbaycan, Kırım ve Ahıskalı soydaşlarımıza kan, eza, cefa ve gözyaşı getirdi. 79-88 yıllarındaki Afganistan operasyonu hezimete uğrayınca sistem çökme raddesine geldi. Lakin Ruslar tedbirlerini evvelce almışlar; dağılmayı engellemek gayesiyle ihtilaflı bölgeler vücuda getirmişlerdi. Azerbaycan’daki "Qara Yanvar" katliamı da bu senaryo dâhilinde vuku buldu.

 

1990’a doğru kardeş Azerbaycan’da hürriyet umudu yeşermişti. Bu şartlarda Rus destekli Ermeni provokasyonları başladı. 1988’de, eski Revan Hanlığı olan Erivan ve havalisinde (etrafında, çevresinde) yaşayan ve nüfusları azalmış olan Azerbaycanlıların tamamı Ermenistan’dan sürüldü. 1989’da Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti meclisinin Karabağ için ilhak kararı alması, bölgede katliamlara girişmesi bardağı taşırdı. Payitaht Bakü ve diğer şehirlerde yüz binlerce insanın katıldığı devasa nümayişler (gösteri) tertip edildi. Kardeş ülkede millî şuur ayağa kalkmıştı. Azerbaycan Türkleri Bakü’deki Ermeni fanatiklerin kışkırtmalarına gereken cevapları verdi. Bunları bahane eden Ruslar, Taşnak ırkçılarının telkiniyle Azerbaycan’a gözdağı verme kararı aldı. Bakü’de 1990’da 19’u 20 Ocak’a bağlayan gece mezalimleri kaydedilmesin diye şehrin elektriğini kestiler. Karanlık gecede sivil, asker, genç, ihtiyar ayırmadan katlettiler. Tanklarla ezilen vasıtaların, tanınmaz hâldeki naaşların görüntüleri dünyaya yayıldı. 147 soydaş şehit olmuştu. Cenazesi bulunamayanlar, kayıplar da vardı. Katliam tam bir aksülamel (ters tepki) yaptı. İstiklal önündeki engeller kalkmıştı. Azerbaycan 1991’de bağımsızlığını ilan ederek Sovyet esaretinden halas oldu (kurtuldu). Zaten, SSCB de 1991’de darmadağın oldu.

 

"Qara Yanvar" şehitlerinin aziz hatıraları defnedildikleri mevkide yapılan "Şehitler Hıyabanı"nda yaşatılmaktadır. Vatanı ve istiklal uğrunda can veren Azerbaycan Türklerini saygı ve rahmetle yâd ediyoruz.

 

     Hakan Karagöz-Ankara

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     ESİNTİ

 

 

 

Tüm eşyalar gizli bir örtüden bakar gibi,

 

Attığım her adımı didik didik inceler.

 

Çepeçevre her yanı kül edip yakar gibi,

 

Sarmış da bırakmıyor fikirden işkenceler...

 

 

 

Yutuyor geceleri ahtapot gibi evler,

 

Gelince o son vakit ayırır işimizden;

 

Alıp da götürmeye ölüm isimli devler,

 

Usanmadan sinsice yürüyor peşimizden...

 

 

 

Çıkmaz bir sokak gibi fâni yollara dalıp,

 

Çile yüklü başları sürüklüyor ökçeler,

 

Bir kor gibi ruhumu iki eline alıp,

 

Bağlıyor sıkı sıkı görünmez kelepçeler...

 

 

 

Pembe renkli bir dünya yaşanmıştı sanki dün,

 

Hayat bir çehreli yüz ve çatmış da kaşını.

 

Bir efkâr ummanında kimsesiz yine bugün,

 

Seyrettim ufuklardan güneşin batışını...

 

 

 

İnce ince sorular; kıldan iplikten ince,

 

Elbet şu yokuşlardan bir gün çıkılır düze,

 

Korku dolu geceler ortadan çekilince,

 

Nur yağar ufuklardan çığ gibi üstümüze...

 

 

 

Ruhumda bir ıstırap âdeta inler gibi,

 

Çağlayanlar akar da asla duyulmaz sesi.

 

Tatlı seherde esen ılık meltemler gibi,

 

Esecek bir gün elbet, sonsuzluk esintisi...

 

 

 

Bir çığ gibi kapanmış üstümüze çileler,

 

Yükselir göğe kadar gözyaşlarında kat kat.

 

Dünya bir büyük pusu ve nefisten hileler,

 

Azap üstüne azap; içinde gizli şefkat...

 

 

 

Dönülmez bu sevdadan bulutlar yere inse,

 

Öyle bir sevda ki bu; engelleri kıracak.

 

Şu çilekeş vücudum zerre zerre bölünse;

 

Her zerreden Rabbimin sevgisi fışkıracak!

 

 

 

      Hayri Ünal-Emekli Öğretmen/Kayseri

 

 

 

 

 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

 

(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)

 

 

 

“Büyükler buyurdular ki; Emri maruf yapılan, dinimize hizmet edilen yerler ve Allah adamlarının, Resûlullah efendimizin (aleyhisselam) vârisi olan büyüklerin bulunduğu yerler manevi sığınaktır, buralara umumi bela gelmez. Anadolu’da bizim kitaplarımız yayılıyor, çok temiz insanlar var. Onun için, bu hizmetler devam ettiği müddetçe Allahü teâlâ umumi beladan korur. Dünyayı tanıyan ondan soğur, ahireti tanıyan ona ısınır. Hak teâlâyı tanıyan, onun rızasını tercih eder.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.