Ah bu beklentiler!

A -
A +

Öğrencileri, yani çocukları başlıklar altında belli kategorilere ayırmak çok doğru değil. Çünkü her insan parmak izi kadar çok özeldir. Yine de insan insana benzer kaidesini de unutmamak gerek. Bu yüzden ben bugün belli başlıklarla öğrencilerimizi ayıracağım.

 

Kapasite... Aldığım koçluk eğitiminde üç türlü öğrenci tipinden bahsedildi. “Tam kapasite”, “altın kapasite”, “hayalî kapasite”...

 

Bunları ayrı ayrı açıklayıp sizi bunaltmaya niyetim yok tabii ki.

 

Sadece tam kapasite öğrenciye biraz değinmek istiyorum. Bu tip öğrenciler, kapasitesinin tamamını kullanan öğrencilerdir. Yani elinden geleni yapıyordur. Lakin beklenti, yapabildiğinin üstündeyse, öğrencide kaygı ve strese sebebiyet vermektedir. Bu da öğrencinin sağlığını etkiler. Elinden geleni yapan bir öğrenciyi takdir etmek hepimizin boynunun borcu diye düşünüyorum. Ama biz bunun yerine "neden daha yüksek almadın?" diye soruyorsak. Ya da "o kadar çalışmaya bu notu mu aldın?" diye küçümsüyorsak. Hesaba çeker tarzda yaklaşım sunuyorsak onu motive etmek yerine bilerek bilmeyerek onun küçük kalbini paramparça edip "başarısızlık" hissini pompalıyoruz demektir.

 

Hayatımızın merkezine başarıyı oturtmamız gerçekten doğru mu? Evladımızın mutlu, huzurlu, sağlıklı olmasını istiyoruz. Bunun için gayret ediyoruz. Biliyorum, hepimiz onun iyiliğini istiyoruz. Lakin şunu da belirtelim, hamura şekil verelim derken, fazla sıkıp ya şekli bozarsak? Her şeyin her daim bir ölçüsü vardır. Fazla beklenti, yorar...

 

Bir başka kategoride de öğrencileri üç grupta değerlendirmişler: Başarılı öğrenciler çalışkan, ilgili, planlı tiplermiş. Sosyal öğrenciler, akademik başarıyı umursamayıp daha çok sosyal etkinliklerde boy göstermeyi düşünen tiplermiş. Bir de bağımlı öğrenciler varmış, bunlar öz güveni pek olmayan, tek başına iş yapabilme yeteneği zayıf olan tiplermiş. Ama esasında hepsi öğrenciyi öğrenme hayatına göre sınıflandırma değil midir? Oysa hatanın temeli, her insana illa bir “öğrenci” süreci yaşatmaya çalışmak ve bu süreci kabul etmeyenlere de dayatmak… Ah bu beklentiler…

 

     İrem Seyis

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     ŞÜKÜRLER OLSUN

 

 

 

İyiliği biz, kötülüğü el alsın.

 

Hep Mevlâ’mızı anarak yaşayın.

 

Yüce Mevlâ’nın yolundan çıkmayın,

 

Vermesin Mevlâ’m gençken ecel başa,

 

Şükürler olsun yüce Mevlâ’mıza…

 

 

 

Yaşarken ne buldunsa yedin içtin,

 

Doymayan nefsini kendin körelttin.

 

Son emir yüce Mevlâ’mızındır

 

Koca dünya sana kalsa neye yarar,

 

Şükürler olsun yüce Mevlâ’mıza…

 

 

 

Bakın şairiniz size neler söyler,

 

Saati gelen, dünyadan çeker gider

 

Saati gelmeden aniden gidenler

 

İnşallah Mevlâ'nın yolunda gittiler,

 

Şükürler olsun yüce Mevla’mıza…

 

 

 

Bu yalan dünyadan dostlar biz,

 

İşte geldik işte gidiyoruz hepimiz.

 

Son nefes gelmeden helalleşiniz,

 

Yaşanan her gün için hale şükrediniz…

 

Şükürler olsun yüce Mevlâ’mıza…

 

     İlken Çatar

 

(74 yaşında şair. Balıkesir Bandırma’da yaşıyor, 36 senedir şiir yazıyor...)

 

 

 

 

 

 

 

DUYGU DAMLASI

 

 

 

“Merhaba, ben Abdullah Selim. 8 yaşındayım. Ben dedemi hiç unutamıyorum. Dedem beni çok severdi. Ben de dedemi çok severdim. Bana güzel oyuncaklar alırdı, parka götürürdü, Benimle çok ayrı bir ilgilenirdi. Kendimi özel hissederdim. Nereden bilebilirdim ki 7 Aralık 2017 gecesinin dedemle geçirdiğimiz son gecemiz olduğunu? Çünkü 8 Aralık 2017 sabahı dedem aniden banyoya koştu, kusmaya başladı ve birdenbire fenalaştı yere düştü. Babaannem ve ben birden banyoya koştuk. Babaannem, dedemin başını kucağına koydu. Hem ağlıyordu hem de dedeme Kelimeyi şehadet getirtiyordu. Annem 112’yi aradı. Belli bir süre sonra ambulans geldi. Dedemi götürdüler. Benim haberim olmasın diye komşumuz beni evine götürdü. Ancak benim her şeyden haberim vardı. Dedem hastanede vefat etmişti. İşte üç yaşında olmama rağmen o günü hiç unutmuyorum. Dedeciğimi çok seviyorum. Ona hep Fatihalar gönderiyorum...”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.