Ahlaki kariyer mi terbiye mi?

A -
A +

Çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanları psikologlar vb. der ki:

 

“Siz çocuğunuzu terbiye etmeye kalkmayın. Siz kendinizi terbiye edin yeter. Onlar kendinize benzeyecektir.”

 

Ben de bu görüşe ilave olarak diyorum ki okumadan gelişme olmaz ve bizim ülkece sıkıntımız kitap okumadan doğruluğun, dürüstlüğün, ahlaklı olmanın önemini içimize sindirmeden gelişimin yolunu bulmaya çalışıyor olmamız. Yok hayır asla olmaz! Anne ve babalar çocuklarını küçükken eğitiniz. Çocuklara veriyorlar her şeyi sonra bakıyor. Maalesef aileler şimdilerde çocuklarını kolaycı yetiştiriyor. Hele ki zengin ailelerin çocuklarına yapacağı en büyük kötülük onlara her şeyin iyisini verip onları amaçsız bırakmak.

 

Sen sen ol kendin ve ileride olacak çocukların için sabretmenin şükretmenin ümitkâr olmanın önemini kavra ve kavrat... Sabırsız olmayacaksın şükürsüz olmayacaksın ümitsiz olmayacaksın. Bu üç şey, seni hayata bağlayan ve dik durmanı sağlayan en önemli unsurdur. Sürekli sızlanmak nihayetinde insanı zihnen ve hatta bedenen hasta yapar. Manevi boşluk içine sokar ve hayat kendine ve çevresine çekilmez hâle gelir.

 

Öte yandan nesillerin düzelmesi için çocuklarınıza kul hakkını ve kamu hakkını mutlaka öğretin arkadaşlar. En eksik kalmış konulardan biri de hak ve hukuka dikkat etmek. Biz bunu yakın zamanda en çok nerede gördük, depremde değil mi? İnsanlar binaların altında mı kaldı yoksa bizler akılsızlığın bilgisizliğin ve tabii ki haksızlığın hukuksuzluğun getirdiği yıkımların altında mı kaldık? Biraz daha dürüst olursak ahlaksızlığın altında mı kaldık? Yapılmaması gereken yerlere ev yapıldı. Kullanılmaması gereken malzemeler kullanıldı. İnsanların can sağlığı hiçe sayıldı. Herkes iyi bir araba iyi bir para kazanmanın derdine düşünce bu hâl binlerce insanı anasız babasız binlerce ana ve babayı evlatsız bıraktı. O yüzden akademik kariyere evet çok önemli ama bizim toplum olarak en kariyer yapmamız geren yer; “ahlaki kariyer!”

 

     Ökkeş Özkan-Osmaniye

 

 

ŞİİR

 

 

     Deniz gözlüm

 

 

 

Gözlerinde mahkûm kaldım gönüllü,

 

Sevmeni bekledim zavallı bir kuş misali.

 

Sevgi kırıntısı bile beni mutlu ederdi,

 

Yüzüme bile bakmadın derya gözlerinle.

 

 

 

Çırpındıkça sevmen için beni,

 

Dibe batmışım, farkında değilmişim.

 

Gözlerinin beni çağır çağır yaktığını,

 

Oysaki sen bana işkence ediyormuşsun.

 

 

 

Gözlerinin gün batımındaki alevde gibi yakıp,

 

Küllerimi attığın gayya kuyuna düşmeden,

 

Anladım beni zevk için hapis tuttuğunu,

 

Beklermişim zevk için beni öldüreceğin günü.

 

 

 

Ve o gün geldi git, bitti dedin öldüremedin,

 

Yaralı bırakıp ardına bakmadan gittin,

 

Can çekişirken gitmeni izledim,

 

Gözden kaybolduğunda son nefesimi verdim.

 

     Lütfü Yarar

 

 

ESKİMEZ KELİMELER

 

 

MÜŞFİK: Şefkatli, merhametli, acıyan; seven.

 

MUSAHHİH: Tashih eden, yanlış düzelten, düzeltici.

 

MÜFREDAT: 1. Basit şeyler [mürekkep olmayanlar]. 2. Toptan bilinen şeylerin ayrıntıları, dökümleri.

 

TEDHİŞ: Dehşet verme, dehşete düşürme; şaşırtma, korkutma, yıldırma.

 

ŞİAR: "İyi, üstünlük veren işaret, âdet" manalarına gelerek birleşik kelimeler meydana getirir.

 

Müfreze: Bir askerî birlikten ayrılan kol.

 

ŞİMAL: 1. Sol, sol taraf, 2. Coğrafya terimi olarak kuzey yön.

 

TEVESSÜL: 1. Sarılma. 2. İnanma. 3. Sebep tutma. 4. Başvurma, girişme.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.