Alışkanlıklarımız ve rızık meselesi

A -
A +

Kim derdi ki bu hâle geleceğiz? Eskiyi arayacağız, eskiye rağbet edeceğiz. Ne yapacağımızı bilmez oluk. Rahatlık uğruna yapmadığımız şey yok. Sıkıntıya gelemediğimiz gibi kimsenin de bize bir şey söylemesine katlanamıyor ve sabredemiyoruz. Çözüm ne peki? Ne olacak bu işler? Nasıl düzelecek?

 

İnsan ucuz, ev pahalı. Ahlak ucuz, takım elbise pahalı. Anne baba ucuz, araba pahalı. Dostluk ve arkadaşlıklar bedava, çıkarlar pahalı maalesef...

 

Böyle olmamalı. Bunlar pahalı olsun ama biz de ucuz olmayalım. Biz de kıymetli olalım. Yerlerde gezmeyelim. Şöyle bir kaseti başa sararsak bunların ana müsebbibinin haram yiyip içmek olduğunu, kul hakkı olduğunu anlarız elbette. Başka açıklaması yok çünkü. Ama kolay değil tabii bunu anlamak. İşler dönüp dolaşıp yine rızık meselesine geliyor. Mutsuz olmamız rahatlıktan değil. Alışkanlıklarımızı bir türlü değiştirememekten kaynaklı olduğunu unutmayalım. Onların esiri olmuşuz. Derdimiz kederimiz ve kafaya takacak bir şey varsa bu da “benim rızkım helalden mi yoksa haramdan mı?” demek olmalı. Rızkımızı gözden geçirmek gerek düşünmek gerek anlamak gerek bilmek gerek yapmak gerek uygulamak ve icraata geçirmek gerek.

 

“Helal lokma ye de ister sabaha kadar ibadet et, istersen uyu” demişler. Alışkanlıklarımızı değiştirmez, rızkımızı gözden geçirmezsek, uçurumdan fena düşeriz. Ne bizi tutan birisi olur ne de sesimizi duyan. Haramları helalle, çirkinleri güzelle, kötüleri iyiyle değiştirmemiz gerek. Bunu yapmalıyız, yoksa iflah olmayız.

 

İyi ya da kötü olsun alışkanlıklar bulaşıcıdır. Önce iyiye rağbet edip onu yapmalıyız. Ekseriyetle kötüye rağbet olduğu için ve herkes kötü işler yaptığı için biz de etkilenip kötü işler yapıyoruz. Niyet çok önemli. Ne düşünürsek önümüze o geliyor çünkü. Güzel işler yaparsak güzel olur, güzel düşünürsek güzel olur. Sen iyiysen herkes iyi olur.

 

     İsmail Susam  

 

 

ŞİİR

 

 

     Kimler geçti?

 

Kızlar güldü sevdiğine naz ile

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?

 

Âşıkların ömrü geçti saz ile

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?

 

 

 

Genç gelinler sevdiğini bekledi,

 

Her gününü geçen güne ekledi,

 

Sabah akşam bebeğini kokladı,

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?

 

 

 

Bir bir gitti ak sakallı dedeler,

 

Zaman geçti çiçek oldu fideler,

 

Çoğu gece aç uyudu mideler,

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?

 

 

 

Binbir çocuk sokaklarda oynadı,

 

Tencerede türlü çorba kaynadı,

 

Nice insan gençliğine doymadı,

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?

 

 

 

Kadir Fidan der ki nerde o yıllar?

 

Nerde kaldı kucaklaşan o kollar?

 

Orman oldu yürüdüğüm şu yollar

 

Kimler geldi kimler geçti buradan?          

 

     Kadir Fidan-Dağların Şairi

 

 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)

 

 

Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Hazret-i Peygamberin (aleyhissalatü vesselam) hadis-i şerifi var. Cömerdin ekmeğinde şifa vardır, hasisin suyunda zehir vardır. Velhasıl, dinin aslı inanmaktır, bilmek değil. Herkes bilgisini iman zan ediyor, yanlış. İnanmak çok farklı şeydir. İmanın kaynağı kalptir; bilginin kaynağı beyin, yani akıldır. Bu, zaten et. O nur, esas inanç, kalpte olur. Bunların ikisi, farklı iki dünyadır. Adamın beyni duruyor, beyin ölümü diyorlar. Ama kalp çalışıyor. Dolayısıyla, kalbinde aşk olan, kalbinde Allaha imanı olan, her tarafı unutkan olsa, yine çalışır, yine inanır. Onun için, kalbin temizliği çok kıymetlidir. Kalp temizliği de ancak temiz insanların kelâmında, temiz insanların kitaplarında vardır. Kendisi temiz değilse, onun konuşması, yazıları doğru dahi olsa, insanın kalbini karartır. Çünkü bardakta ne varsa, o çıkacaktır. Su bardağıysa su, su var içinde, başka şey koyarsan başka şey. Onun için, içtiğimiz suya çok dikkat edelim."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.