Arabanıza bindiğinizde almayı unutmayın -1

A -
A +

Birlikte gittikleri otomobilin sürücüsü her geçen dakika süratini arttırıyordu. Aracın km’si 120, 130, 150... Arabanın hızı iyice artmıştı. Ön koltukta oturan bey, şoföre dönerek "İnsanlara saygı duyar mısın?" diye sordu.

 

Şoför:

 

"Ben kimseye saygısızlık ettiğimi zannetmiyorum. Kendimi de saygılı bir insan olarak görüyorum" dedi.

 

Beraber yolculuk ettikleri ve bir dostlarını ziyarete giden arkadaşı:

 

"Peki katil olmak, bir hatta iki insanı öldürmek ister misin?" dedi, bu sefer.

 

Şoför şaşkın şaşkın, "Nereden çıkarıyorsun bunu? İnsan hiç katil olmak, elini kana bulaştırmak ister mi?" dedi.

 

"Bazen insanlar bilmeden ya da bilinçsiz hareket ettikleri zaman insanların kanlarına girebilirler."

 

"Ama benim öyle bir kastım veya buna sebep olabilecek bir hatam yok ki."

 

"Sen öyle diyorsun; ama arabanın hız göstergesi öyle demiyor."

 

Şoför gözlerini hız göstergesine kaydırdığında ibre 165 km'deydi.

 

"Ama yol düz, otobanda gidiyoruz" dedi.

 

Arkadaşının söylediklerine bir anlam veremedi. Katil olabileceğine bir insanı öldürebileceğine ihtimal vermedi. Onu düşüncelerinden yan şeritte giden bir kamyonun aniden sol şeride geçmesi ayırdı. Sert bir frenle birlikte araba sarsıldı. Kilometre ibresi hızla düştü; 155, 140, 120, 100...

 

Taksi, orta şeritten sol şeride geçerek kamyonu arkasına alınca tutulan nefesler bırakıldı.

 

"Ama benim öyle bir kastım yok..." diye az önce zihninden geçirdikleriyle yüz yüze gelen şoför, arkadaşının "katil olmak ister misin?" sorusunu şimdi anlamıştı. "Az önce söylediğin şeyi şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Bir trafik kazası an meselesiydi. Hızımız çok yüksekti.

 

Son yaşadıklarından sonra biraz rahatlayan arkadaşı "trafik kuralları bizim için konulmuştur" dedi...

 

     Serhat Yahyaoğlu

 

ŞİİR

 

 

 

     KAYBOLMAK

 

Bazen kaybolmak istersin,

 

Bilmediğin bir şehrin sokaklarında,

 

Kaybettiklerini bulmak umuduyla...

 

Ya kendini ya da kendinden ötesini.

 

Belki de özlemini duyduğun her şeyi

 

 

 

Bazen öylesine kaybolmak istersin,

 

Maziden gelen bir kitabın sayfalarında.

 

Bulmak istersin keşfedilmemiş sırları...

 

Ya kaybettiğin anıları,

 

Ya da sakladığın duygularını...

 

 

 

Bazen kaybolmak istersin,

 

Hiç tanımadığın bir insanda,

 

Kalbinden âleme açılan pencerede,

 

Sır nerede, kaç hece

 

Duymak istersin sözlerinde...

 

Ve hayat boyu arar insan,

 

Sorarım bulabilir mi kaybolmadan?

 

 

 

     Kübra Özsemerci-Bursa

 

 

 

 

 

 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

 

OSMANLI GÜÇLÜ İKEN:

 

Osmanlı Devleti, Filistin’i, Kudüs, Gazze ve Nablus olmak üzere Şam Eyâletine bağlı üç sancağa ayırmıştı. Osmanlı Devleti zayıflamadan önce, Filistin halkı bolluk, refah ve huzur içinde yaşadılar. Osmanlı Devleti zayıflayınca, Filistin’deki sancaklar, eyalet sonra da bağımsız emirlikler hâline geldiler. 1799 yılında Napolyon Bonapart, Mısır Seferinde, Filistin’in Yafa’ya kadar olan bir bölümünü ele geçirdi. Ancak Cezzâr Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Akka önlerinde Napolyon’u geri püskürttü. Napolyon’un ilk hezimeti, Türkler karşısında oldu ve bu topraklardan geri çekildi. Bölge bundan sonra 1840 yılına kadar Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’nın idaresi altında kaldı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.